SAGLIK
1 .BURKULMA: Eklemlerdeki baglarin yada çevresindeki dokularin ani ve sert bir hareket sonucunda bükülmesine, gerilmesine ve yirtilmasina halk dilinde Burkulma denir. Burkulmalar en çok ayak ve el bileklerinde görülür. Örnegin: yürürken ya da kosarken aniden bükülmesi sonucu ayak bileginde burkulma meydana gelebilir. Burada siddetli bir agri duyulur. Sislik görülür. Ancak hareket yetenegini tümüyle yitirmez. Ayak ve el bileginizde burkulma meydana geldiginde, burkulan yeri en rahat edeceginiz konuma getirerek hareketsiz tutunuz. Hareketi önlemek ve sismeye karsi bir önlem olmak üzere burkulan yeri sert bir sargi beziyle siki sikiya sariniz. Burkulma ayaginizdaysa ayakkabi giymeyiniz. Zorunluk olmadikça yürümeyiniz. Kisa mesafede yürümek zorundaysaniz da o ayaginiza yük vermeyiniz. Agri siddetliyse ve sürüyorsa kirik olasiligina karsi bir doktora basvurunuz. Röntgen çektirmekte yarar vardir. Dizde gelen çarpma ve burkulmalarda çok siddetli agri duyulur. Bu durumda dizinizi siki bir sargiyla sararak hareketsiz tutunuz. Durumunuzda düzelme olsa da , meniskus olasiligina karsi uzman doktora bas vurmayi geciktirmeyin. ÇIKIK YA DA KAYMA: Bir eklem yerindeki burkulma ile çikma ya da kayma arasindaki farki öncelikle iyi tanimak gerekir. Burkulma aninda hemen sislik olmaz. Bir süre sonra olusur. Çikikta ise, eklem görünür bir biçimde yerinden hemen firlayarak bir sislik yapar. Ayrica burkulmada hareket olanagi varken, çikikta hareket yetenegi yoktur. Siddetli agri veren çikikta, incinen yeri yumusak destek kullanarak agriyi en aza indirecek duruma getiriniz. Sik rastlanan önemli çikiklardan biri omuz çikigidir. Omuzu büyükçe bir esarpla sarin ve koltuk altina katlanmis bir çarsaf koyun hemen doktora gidin . KRAMP: Yaz günlerinde yüzerken ya da her mevsimde herhangi bir hareketi yaparken, hatta uyurken bile karsilastigimiz bir rahatsizliktir. Kaslarin birden bire siddetli agriyla kasilip gerilmesi biçiminde ortaya çikar. En sik görülen kramp ise baldir kaslarinda olur. Bularin baslica nedeni bacak kaslarina kan ve oksijen tasiyan atardamarlarin daralmasi yada kasilmasidir. Siki çorap lastikleri,dar ayakkabilar, kramplara yol açabilir. Kramp geldiginde hiç telasa kapilmadan o bölgeyi rahatlatmaya bakiniz, bir dakika kadar sonra agrinin siddetini kontrol ederek hafif masajlar ve hareketler yapiniz. Birkaç dakika içinde kaslarin normale döndügünü görürsünüz. Kramp aninda siddetli müdahaleden kaçininiz. Agri uzun sürerse, o bölgenin üzerine nemli sicak bir havlu koyun. Yüzerken kramp girdiginde en önemli nokta korkuya kapilmamak ve set hareketlere kalkismamaktir. Kramp giren ayaginizi ya da kolunuzu kullanmadan yavas yavas kiyiya dogru yüzebilir ve yakininizdaki birine durumu bildirebilirsiniz. Ayak parmaklarinda ve elde görülen kramplar da rahatlatici konuma getirerek ve hafif ovusturmalarla giderilir. ZEDELENME: Bir kasin yada kas gurubunun sert yada ani bir hareketle fazla uzamasi ve yirtilmasi sonucunda zedelenme meydana gelir. Zedelenmenin meydana geldigi bölgede ani ve siddetli bir agri duyulur. Sisme görülebilir. Hasta hemen rahat duruma getirilmelidir. Söz konusu kolu yada bacagi yukari dogru kaldirilarak hareketsiz tutunuz. Soguk kompres uygulayiniz. Zaman geçirmeden bir saglik kurulusuna gidiniz. ALLERJI: Belirli etkenlere karsi duyarli olan kimi bünyelerde birden bire alerji ile karsilasilabilir. Yaz aylarina girerken bir yandan bitkilerin tozlari, bir yandan da günesin etkisiyle alerji olan bünyeler vardir. Onun için alerjinin belirtisi çesitlidir. Kasinma,ciltte kizarti, nefes darligi ve kusma en fazla görülen alerji belirtilerdir. Alerjiye neden olan etkenlerden mümkün oldugu kadar uzak durmak gerekir. Eger israrli ve kendinizin önleyemedigi bir alerji ile karsilasirsaniz bir alerji uzmani doktora bas vurmalisiniz. AKCIGER TIKANMASI: Akciger tikanmasi, akcigerlerin atardamarlarda bir pihticik nedeniyle dolasmanin durmasi demektir.genellikle bu pihticik toplardamarin bacak bölümünde filibit denilen iltihaplanmanin akcigere yürümesinden kaynaklanir. Bu tikanma ciddi sonuçlar verebilir. Kalp durmasina dahi yol açabilir. Akciger tikanmasinda hasta gögüs kafesinde siddetli agri duyar. Bagrina biçak saplaniyormus gibi olur.soluk alip vermekte çok güçlük çeker. Gögüs tikanmasina yol açabilecek filibitin olusmasini önlemek için, özellikle yatalak hastalar kan pihtilasmasini giderici ilaçlarla tedavi edilir. Hastanin bacaklarinin olabildigince hareket ettirmesi de bir önlemdir. ATES YÜKSELMESI: Ates yükselmesi,insan vücudundaki hastaligin en saglam bir belirtisidir. Hemen bütün hastaliklar ates yaptigindan buna karsi duyarli olmalidir. En az 15 dakikadir dinlenmekte olan bir insanda vücudun normal sicakligi 37 derecedir. Hareket halinde ise vücut sicakliginin yükselmesi dogaldir. Ancak dinlenme durumunda 38 dereceyi bulan ates bir hastaligin habercisi demektir. Bunun için tek yapilacak sey bir doktora bas vurmaktir. Yoksa altindan birçok hastalik çikabilir. Bogaz Iltihabi : Tip dilinde farenjit veya anjin adi verilen bu hastaligin nedenleri; nezle ve grip gibi atesli hastaliklarla, havadaki zararli maddeler, sinüzit, alkol veya sigaradir. Yapilacak ilk is; istirahat etmektir. Mümkün oldugu kadar az konusmak da yararlidir. Ayrica asagidaki reçeteler de uygulanir. Malzeme : Sirke Hazirlanisi : 1 litre saf sirkeye batirilan tülbent, bogaza sarilir. Yatmadan önce de ayak tabanlari sirke ile ogulup, kurulanir. Anus Kasintisi : Anus (serç); yani sindirim kanalinin dogrubagirsak denilen son kismindaki çikis deligi veya çevresinde (oturak yerinde) görülen kasintilarin nedeni çesitlidir. Bunlar arasinda; kilkurtlari, sümüksü akinti, basur, çatlak, ishal veya kabizlik, egzama (mayasil), sinir bozuklugu veya yeteri kadar temizlige dikkat edilmemesi sayilabilir. Malzeme : Bal, zeytinyagi Hazirlanisi : 2 çorba kasigi süzme bal ile 2 tatli kasigi zeytinyagi karistirilir. Bir pamukla kasinan yere sürülür. 4 saat sonra, ilik sabunlu su ile yikanir. Sikayetler geçinceye kadar ayni isleme devam edilir. AYAK ve AYAK HASTALIKLARI: Kirik ve çikiklarin, yaralanmalarin haricinde en çok rastlanan ayak hastaliklari; ayak damarlarindaki bozukluklar, düz tabanlik, mantar hastaliklari, ve gut hastaliklaridir. Düz tabanlilik sahsin çabuk yorulmasina, sebep olur. Çocukluk çaginda fark edilirse tedavisi özel ayakkabilarla mümkündür. Mantar hastaligi, parmak aralarinin çatlamasi, su toplamasi, kasinti ve yanma ile kendini gösteren ve agrilara sebep olan bir ayak hastaligidir. Ayak temizligine dikkat etmeyenlerde daha sik görülür. Tedavi için ayaklar sikça yikanmali, her gün çorap degistirmeli, mantar ilaçlari sürülmelidir. Alkolde eritilmis iyot da faydalidir. ATES: Ates, birçok hastaliklarin en önemli arazlarindan biridir. Basta mikrobik hastaliklar, olmak üzere romatizmal hastaliklar, fena urlar, kansizlik, enfarktüs gibi vücut dokularinin bir kisminin ölmesi halleri, asilar,alerjik hastaliklar atesin sebepleri olabilir. Mikrobik hastaliklarda ates ekseriyetle birden baslar ve birden yükselir. Normal bir insanin atesi 36,5-37 arasinda degisir. Çocuklarda 37,5 hatta 38 derece ates bazen normal sayilir. Bu ates koltuk altindan ve kasiktan alinan atestir. Agizdan ve makattan alinan ates, 39-40 dereceye kadar, çocuklarda 41 dereceye kadar çikabilir. Çocuklarin atese tahammülleri büyüklerden daha fazladir.yüksek ates bazen suur bulanikligina ve sayiklamalara sebep olabilir. Çocuklarda havaleyi uyandirabilir. Fakat ates esnasinda o kadar korkulacak bir olay degildir. Vücudun hastaliga karsi mukavemetidir. Mikrobik hastaliklardan tifo, tifüs, zatürree, menenjit, kizil,kizamik,sitma, sari humma, veba, çiçek, dizanteri, grip, Asya gribi, agir bademcik iltihaplari, hat romatizma, mikrobik bir hastalik olmamakla beraber, yüksek ates ve siddetli eklem agrilari, çok terleme olur. Bazi kan kan kanserleri de mikrobik hastaliklar gibi ani ve yüksek atesle baslar. Frengi, tüberküloz, virüslerin yaptiklari sariliklar, kansizlik,vesaire gibi hastaliklar çok zaman yüksek bir atese sebep olabilirler. TEDAVI: atesin özel bir tedavisi yoktur. Eskilerden beri kullanilan aspirin,gibi ilaçlar kullanmakta acele ve doktor için önemli bir araz olan ates seklini kamufle etmemek daha dogru olur. Ates tedavisi diye bir tedavi yoktur. Atesi yapan hastaligin tedavisi vardir. Hastalik iyi olunca ateste kendiliginden düser. Bir hastalik ates normale düsmedikçe iyi olmus sayilmaz. Atesli hastalara bol miktarda su verilmelidir. Çünkü bu hastalar terle vücudundaki tuzu disari atar. Bunlara tuz ilave edilmelidir. Bol ve kuvvetli gidalar ve vitaminler verilmelidir. Porasetemol içeren ilaçlarda atesin düsmesinde yardimci olurlar hem tedavi ederler hem de atesi düsürürler tabi doktor konturolu sarttir. KADINLARDA IDRAR KAÇIRMA (IDRAR INKONTINANSI) Kadinlarda özellikle gündüz ve uyanikken istemi disinda idrar kaçirma bu baslik altinda degerlendirilmektedir. Tanimda idrar kaçirmanin miktari yoktur ; çünkü hijyenik pet kullanmak zorunda olmasina ragmen yakinmayan kadinlarin yaninda ,damlama seklinde ve seyrek idrar kaçirmalarini bile büyük bir sorun olarak gören kadinlar da vardir. Böylece idrar kaçirmanin hastalik boyutu kadinin sosyal durumuna siki sikiya baglidir. Kirsal kesimde sorun yaslanmaya bagli dogal bir problem gibi görülerek doktora basvurulmazken ,kentlerde ve özellikle çalisan kadinlarda idrar kaçirma derin depresyon,yalnizlik duygusu ve sosyal iliskilerde daralmaya (idrar kokusu,islaklik hissi) yol açarak daha erken dönemlerde tedavi için doktora basvurmaya neden olmaktadir. Kadinlarin %25’inin hayatlarinin herhangi bir döneminde idrar kaçirdigi hesaplanmistir. Idrar kaçirma kadin tarafindan saklanan ve genellikle utanilacak bir sorun olarak karsimiza çikmaktadir. Bir arastirmada idrar kaçirmasi olan kadinlarin %70 ‘i doktora baska nedenlerle basvurdugunda yapilan muayene ve öykü alma sonucu idrar kaçirmanin varliginin tespit edildigi görülmüstür. Kadinlarin ömürlerinin uzamasi ile sorun daha da büyümektedir. Idrar kaçirma baslica 3 ana grupta incelenir Gerçek Stres Inkontinans (Kas, sinir güçsüzlügüne bagli) Detrusor Instabilitesi (Mesanenin kontrol edilemeyen otomatik kasilmasi) Karisik (her iki durumun da varligi) Gerçek Stress Inkontinans
Daha çok dogum yapmis kadinlarda görülür. Kasik
adalelerinin veya sinirlerinin dogum sirasinda zedelenmesi sonucu, mesane
boynu öksürme, hapsirma, gülme, merdiven çikma,
yük tasima, cinsel iliski sirasinda yer degistirerek veya kapanamayarak
karin içinde artan basinçla hasta idrar kaçirir.
Tedavi genellikle cerrahidir. Fizik tedavi (kasik adalelerinin güçlendirilmesi),
elektrikle uyarma (stimulasyon), menapozdaki kadinlarda hormon tedavisi
de uygulanabilir. Detrusor Instabilitesi Genellikle daha ileri yaslarda
görülmesine ragmen, mesanenin tahris oldugu durumlarda (iltihap,
tas, tümör vb) her zaman ortaya çikabilir. Bu hastalarda
küçükken gece yataga iseme, gece uykudan uyanarak idrar
yapma (normalde 2 kez olabilir), gündüz çok idrara
çikma (normalde 6 kez) daha siktir. Su sesi ile idrar hissi veya
sikisma olabilir. Genellikle fiziksel aktivite (gülme, konusma,
hapsirma,öksürme, yük kaldirma, cinsel aktivite gibi)
ile de tetigi çekilebilen ansizin idrar yapma hissi duyarak tuvalete
kosan hasta tuvalet kapisinda idrarini tutamayip kaçirir. Tedavide
cerrahinin yeri yoktur. Fizik tedavi (mesanenin yeniden terbiyesi),
elektrikle uyarma (stimulasyon), ilaç tedavisi uygulanir. Karisik
Idrar Kaçirma Yukarida bahsedilen her iki durum ayni hastada
birlikte vardir. Her tedavi seçenegi de uygulanabilir. Önce
ameliyat,sonra fizik tedavi, ilaç veya elektrikle uyarma veya
önce fizik tedavi sonra ameliyat denenebilir. Tani Hastanin idrar
kaçirmasinin sekli ögrenilir. Daha sonra jinekolojik muayene
yapilarak mesane, mesane boynu, vajen ve rahimde sarkma olup olmadigi,
özellikle daha önce geçirilmis ameliyatlara bagli idrar
yollarindan hazneye olusan kanalcik, fistüllerle olusmus sürekli
kaçaklar olup olmadigi arastirilir. Bu islemlerden sonra hastanin
idrar tahlili, iltihap açisindan idrar kültürleri yapilir.
Bu tetkiklerde anormal bulgu tespit edilirse uygun tedavi yapilir. Daha
sonra hastanin idrar kaçirmasini gözlemek için mesaneye
bir miktar sivi verilerek veya sikismasi beklenerek ikindirma ile idrar
kaçirma gözle görülmeye çalisilir. Idrar
kaçirmanin varligini veya miktarini tespit edebilmek için
ped test yapilabilir. Hasta bu test için 24 saatlik bir zaman
içerisinde degistirdigi pedleri getirir. Pedlerin kuru ve islak
agirliklari arasindaki fark hesaplanarak kaçirmanin varligi ve
miktari tespit edilmeye çalisilir. Özellikle daha önce
idrar kaçirma ameliyati olmasina ragmen idrar kaçirmaya
devam eden hastalar ve ameliyat yapilacak hastalarda daha ayrintili
bir inceleme olan Ürodinami yapilir. Bu islem sirasinda hastanin
mesanesine yerlestirilen bir kateter ile tuzlu su verilerek dolma, kaçirma
ve iseme basinçlari bilgisayar yardimiyla kaydedilerek rakamsal
ve grafik olarak yazdirilir. Ürodinami son derece karmasik ve pahali
bir test olmasi nedeniyle her hastaya uygulanmasi dogru degildir. Muayene
ve hastalik öyküsünden faydalanilarak bazi tedaviler
denenip sonuca göre ürodinami veya operasyona karar verilebilir.
|
KADINLARDA IDRAR KAÇIRMA (IDRAR
INKONTINANSI) Kadinlarda özellikle gündüz ve uyanikken istemi disinda idrar kaçirma bu baslik altinda degerlendirilmektedir. Tanimda idrar kaçirmanin miktari yoktur ; çünkü hijyenik pet kullanmak zorunda olmasina ragmen yakinmayan kadinlarin yaninda ,damlama seklinde ve seyrek idrar kaçirmalarini bile büyük bir sorun olarak gören kadinlar da vardir. Böylece idrar kaçirmanin hastalik boyutu kadinin sosyal durumuna siki sikiya baglidir. Kirsal kesimde sorun yaslanmaya bagli dogal bir problem gibi görülerek doktora basvurulmazken ,kentlerde ve özellikle çalisan kadinlarda idrar kaçirma derin depresyon,yalnizlik duygusu ve sosyal iliskilerde daralmaya (idrar kokusu,islaklik hissi) yol açarak daha erken dönemlerde tedavi için doktora basvurmaya neden olmaktadir. Kadinlarin %25’inin hayatlarinin herhangi bir döneminde idrar kaçirdigi hesaplanmistir. Idrar kaçirma kadin tarafindan saklanan ve genellikle utanilacak bir sorun olarak karsimiza çikmaktadir. Bir arastirmada idrar kaçirmasi olan kadinlarin %70 ‘i doktora baska nedenlerle basvurdugunda yapilan muayene ve öykü alma sonucu idrar kaçirmanin varliginin tespit edildigi görülmüstür. Kadinlarin ömürlerinin uzamasi ile sorun daha da büyümektedir. Idrar kaçirma baslica 3 ana grupta incelenir Gerçek Stres Inkontinans (Kas, sinir güçsüzlügüne bagli) Detrusor Instabilitesi (Mesanenin kontrol edilemeyen otomatik kasilmasi) Karisik (her iki durumun da varligi) Gerçek Stress Inkontinans Daha
çok dogum yapmis kadinlarda görülür. Kasik adalelerinin
veya sinirlerinin dogum sirasinda zedelenmesi sonucu, mesane boynu öksürme,
hapsirma, gülme, merdiven çikma, yük tasima, cinsel
iliski sirasinda yer degistirerek veya kapanamayarak karin içinde
artan basinçla hasta idrar kaçirir. Tedavi genellikle
cerrahidir. Fizik tedavi (kasik adalelerinin güçlendirilmesi),
elektrikle uyarma (stimulasyon), menapozdaki kadinlarda hormon tedavisi
de uygulanabilir. Detrusor Instabilitesi Genellikle daha ileri yaslarda
görülmesine ragmen, mesanenin tahris oldugu durumlarda (iltihap,
tas, tümör vb) her zaman ortaya çikabilir. Bu hastalarda
küçükken gece yataga iseme, gece uykudan uyanarak idrar
yapma (normalde 2 kez olabilir), gündüz çok idrara
çikma (normalde 6 kez) daha siktir. Su sesi ile idrar hissi veya
sikisma olabilir. Genellikle fiziksel aktivite (gülme, konusma,
hapsirma,öksürme, yük kaldirma, cinsel aktivite gibi)
ile de tetigi çekilebilen ansizin idrar yapma hissi duyarak tuvalete
kosan hasta tuvalet kapisinda idrarini tutamayip kaçirir. Tedavide
cerrahinin yeri yoktur. Fizik tedavi (mesanenin yeniden terbiyesi),
elektrikle uyarma (stimulasyon), ilaç tedavisi uygulanir. Karisik
Idrar Kaçirma Yukarida bahsedilen her iki durum ayni hastada
birlikte vardir. Her tedavi seçenegi de uygulanabilir. Önce
ameliyat,sonra fizik tedavi, ilaç veya elektrikle uyarma veya
önce fizik tedavi sonra ameliyat denenebilir. Tani Hastanin idrar
kaçirmasinin sekli ögrenilir. Daha sonra jinekolojik muayene
yapilarak mesane, mesane boynu, vajen ve rahimde sarkma olup olmadigi,
özellikle daha önce geçirilmis ameliyatlara bagli idrar
yollarindan hazneye olusan kanalcik, fistüllerle olusmus sürekli
kaçaklar olup olmadigi arastirilir. Bu islemlerden sonra hastanin
idrar tahlili, iltihap açisindan idrar kültürleri yapilir.
Bu tetkiklerde anormal bulgu tespit edilirse uygun tedavi yapilir. Daha
sonra hastanin idrar kaçirmasini gözlemek için mesaneye
bir miktar sivi verilerek veya sikismasi beklenerek ikindirma ile idrar
kaçirma gözle görülmeye çalisilir. Idrar
kaçirmanin varligini veya miktarini tespit edebilmek için
ped test yapilabilir. Hasta bu test için 24 saatlik bir zaman
içerisinde degistirdigi pedleri getirir. Pedlerin kuru ve islak
agirliklari arasindaki fark hesaplanarak kaçirmanin varligi ve
miktari tespit edilmeye çalisilir. Özellikle daha önce
idrar kaçirma ameliyati olmasina ragmen idrar kaçirmaya
devam eden hastalar ve ameliyat yapilacak hastalarda daha ayrintili
bir inceleme olan Ürodinami yapilir. Bu islem sirasinda hastanin
mesanesine yerlestirilen bir kateter ile tuzlu su verilerek dolma, kaçirma
ve iseme basinçlari bilgisayar yardimiyla kaydedilerek rakamsal
ve grafik olarak yazdirilir. Ürodinami son derece karmasik ve pahali
bir test olmasi nedeniyle her hastaya uygulanmasi dogru degildir. Muayene
ve hastalik öyküsünden faydalanilarak bazi tedaviler
denenip sonuca göre ürodinami veya operasyona karar verilebilir.
|
SAGLIK 2
Tip dilinde farenjit veya anjin adi verilen bu hastaligin nedenleri; nezle ve grip gibi atesli hastaliklarla, havadaki zararli maddeler, sinüzit, alkol veya sigaradir. Yapilacak ilk is; istirahat etmektir. Mümkün oldugu kadar az konusmak da yararlidir. Ayrica asagidaki reçeteler de uygulanir. Malzeme : Sirke Hazirlanisi : 1 litre saf sirkeye batirilan tülbent, bogaza sarilir. Yatmadan önce de ayak tabanlari sirke ile ogulup, kurulanir. Anus Kasintisi : Anus (serç); yani sindirim kanalinin dogrubagirsak denilen son kismindaki çikis deligi veya çevresinde (oturak yerinde) görülen kasintilarin nedeni çesitlidir. Bunlar arasinda; kilkurtlari, sümüksü akinti, basur, çatlak, ishal veya kabizlik, egzama (mayasil), sinir bozuklugu veya yeteri kadar temizlige dikkat edilmemesi sayilabilir. Malzeme : Bal, zeytinyagi Hazirlanisi : 2 çorba kasigi süzme bal ile 2 tatli kasigi zeytinyagi karistirilir. Bir pamukla kasinan yere sürülür. 4 saat sonra, ilik sabunlu su ile yikanir. Sikayetler geçinceye kadar ayni isleme devam edilir. AYAK ve AYAK HASTALIKLARI: Kirik ve çikiklarin, yaralanmalarin haricinde en çok rastlanan ayak hastaliklari; ayak damarlarindaki bozukluklar, düz tabanlik, mantar hastaliklari, ve gut hastaliklaridir. Düz tabanlilik sahsin çabuk yorulmasina, sebep olur. Çocukluk çaginda fark edilirse tedavisi özel ayakkabilarla mümkündür. Mantar hastaligi, parmak aralarinin çatlamasi, su toplamasi, kasinti ve yanma ile kendini gösteren ve agrilara sebep olan bir ayak hastaligidir. Ayak temizligine dikkat etmeyenlerde daha sik görülür. Tedavi için ayaklar sikça yikanmali, her gün çorap degistirmeli, mantar ilaçlari sürülmelidir. Alkolde eritilmis iyot da faydalidir. ATES: Ates, birçok hastaliklarin en önemli arazlarindan biridir. Basta mikrobik hastaliklar, olmak üzere romatizmal hastaliklar, fena urlar, kansizlik, enfarktüs gibi vücut dokularinin bir kisminin ölmesi halleri, asilar,alerjik hastaliklar atesin sebepleri olabilir. Mikrobik hastaliklarda ates ekseriyetle birden baslar ve birden yükselir. Normal bir insanin atesi 36,5-37 arasinda degisir. Çocuklarda 37,5 hatta 38 derece ates bazen normal sayilir. Bu ates koltuk altindan ve kasiktan alinan atestir. Agizdan ve makattan alinan ates, 39-40 dereceye kadar, çocuklarda 41 dereceye kadar çikabilir. Çocuklarin atese tahammülleri büyüklerden daha fazladir.yüksek ates bazen suur bulanikligina ve sayiklamalara sebep olabilir. Çocuklarda havaleyi uyandirabilir. Fakat ates esnasinda o kadar korkulacak bir olay degildir. Vücudun hastaliga karsi mukavemetidir. Mikrobik hastaliklardan tifo, tifüs, zatürree, menenjit, kizil,kizamik,sitma, sari humma, veba, çiçek, dizanteri, grip, Asya gribi, agir bademcik iltihaplari, hat romatizma, mikrobik bir hastalik olmamakla beraber, yüksek ates ve siddetli eklem agrilari, çok terleme olur. Bazi kan kan kanserleri de mikrobik hastaliklar gibi ani ve yüksek atesle baslar. Frengi, tüberküloz, virüslerin yaptiklari sariliklar, kansizlik,vesaire gibi hastaliklar çok zaman yüksek bir atese sebep olabilirler. TEDAVI: atesin özel
bir tedavisi yoktur. Eskilerden beri kullanilan aspirin,gibi ilaçlar
kullanmakta acele ve doktor için önemli bir araz olan ates
seklini kamufle etmemek daha dogru olur. Ates tedavisi diye bir tedavi
yoktur. Atesi yapan hastaligin tedavisi vardir. Hastalik iyi olunca
ateste kendiliginden düser. Bir hastalik ates normale düsmedikçe
iyi olmus sayilmaz. Atesli hastalara bol miktarda su verilmelidir. Çünkü
bu hastalar terle vücudundaki tuzu disari atar. Bunlara tuz ilave
edilmelidir. Bol ve kuvvetli gidalar ve vitaminler verilmelidir. Porasetemol
içeren ilaçlarda atesin düsmesinde yardimci olurlar
hem tedavi ederler hem de atesi düsürürler tabi doktor
konturolu sarttir. |
KOLESTEROLUN ÖNEMI
Kalp ve damar hastaliklari, Türkiye'de ve diger ülkelerde ölümlere ve kalici sakatliklara yol açan yaygin sorunlardir. Türkiye’de, 6 milyon kiside kan kolesterol düzeyi sinirda yüksek (200-239 mg/dl) ve 2 milyon kiside yüksektir (240 mg/dl ve üstü). Gelismis ülkelerde ölüm nedenleri arasinda, kalp ve damar hastaliklari ilk siradadir ve yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, sismanlik gibi sorunlarin düzeltilmesi ile bu ölümler önlenebilir veya geciktirilebilir. Bu nedenle, Dünya Saglik Örgütü, kalp ve damar hastaliklarini 1 numarali insanlik düsmani ilan etmistir. Kalp ve damar hastaliklarini kolaylastiran faktörlere, kardiyovasküler risk faktörleri adi verilir. Kanda, kolesterol ve LDL-kolesterolün yüksek olmasi, hasta için risktir ve kolesterol yüksekligi bir kardiyovasküler risk faktörüdür. HDL-kolesterolün düsük olmasi da bir risktir. Bu riske sahip hastalarda, kalp krizi, felç, damar tikanmasi, böbrek yetmezligi gibi hastaliklarin ortaya çikma olasiligi daha fazladir. |
KOLESTEROL NEDEN YÜKSELIR
Kanda kolesterol düzeyini etkileyen çok sayida faktör vardir. Bu faktörlerin bazilari önlenebilir niteliktedir. Bunlardan bazilari: Kalitimsal faktörler Yedigimiz gidalar Sismanlik Stres gibi faktörler kolesterolü ve kötü huylu kolesterolü yükseltir. Düzenli egzersiz, iyi huylu kolesterolü yükseltir ve kötü huylu kolesterolü azaltir. 60-65 yasa kadar, yasla birlikte kolesterol düzeyi artar. Kadinlarda, menopozdan sonra kolesterol düzeyi artar. |
YÜKSEK KOLESTEROL
Kanda kolesterol ve LDL-kolesterolün yüksek olmasi, hasta için risk tasir. HDL-kolesterolün düsük olmasi da bir risktir. Bu riske sahip hastalarda, kalp krizi, felç, damar tikanmasi, böbrek yetmezligi gibi hastaliklarin ortaya çikma olasiligi daha fazladir. 20 yasin üzerinde Kan kolesterol düzeyi < 200 mg/dl istenilen düzey 200-239 mg/dl arasi sinirda yüksek > 240 mg/dl yüksek Kan LDL-kolesterol düzeyi < 130 mg/dl istenilen düzey 130-159 mg/dl arasi sinirda yüksek > 160 mg/dl > 160 mg/dl Kan HDL-kolesterol düzeyi < 35 mg/dl düsük Kolesterol > 200 mg/dl veya LDL-kolesterol > 130 mg/dl veya HDL-kolesterol < 35 mg/dl ise RISK FAZLADIR HDL-kolesterol yükseldikçe risk azalir. Ortalama HDL-kolesterol düzeyi, kadinda 55 mg/dl erkekte 45 mg/dl’dir.
|
YÜKSEK KOLESTEROLUN
VERDIGI ZARARLAR Kanda asiri miktarda bulunan kolesterol, yavas yavas (yillar içinde) damarlarin duvarinda birikir. Bu birikim sonucu damarlarda daralma, tikanma ortaya çikar. Bu durum, bir su borusunda pisliklerin birikmesine benzetilebilir. Kolesterol hangi damarda birikmisse o damarla iliskili sorunlar ve hastaliklar ortaya çikar. Kolesterol yüksekliginde belirti ve bulgular, çogu zaman ani kolesterol yükselmesine bagli degildir, uzun süreli kolesterol yüksekliginin damar duvarinda kolesterol birikmesine yol açmasinin sonucudur. Yani kolesterolünüz su andaki degerinin 2-3 katina yükselse ve 3-4 saat yüksek kalsa size bir zarari olmaz. Asil sorun, sizde daha önce uzun süreli kolesterol yüksekligi olmasidir. Kalbi besleyen damarlarda (koroner arter) kolesterol birikimi, bu damarlarda tikanma ve daralmanin sonucu, gögüs agrisi, kalp krizi ve kalp yetmezligi gibi sorunlara neden olur. Bunlarin sonucu, hasta koroner by-pass ameliyati (cerrahi olarak darligin ortadan kaldirilmasi) veya anjiyoplasti (balonla daralmis koroner arterin genisletilmesi) islemine ihtiyaç duyabilir. Beyini besleyen boyun damarlarinda kolesterol birikimi olmasi, felçlere, konusma bozukluklarina, dengesiz yürümeye, bilinç kaybina yol açar. Böbrek damarlarinda kolesterol birikimi, yüksek tansiyon ve böbrek yetmezligine yol açabilir. Ana atardamarda (aort) kolesterol birikimi de tehlikelidir. Buradan kopan kolesterol birikintileri, daha küçük damarlari tikayarak çok degisik sorunlara yol açabilirler: Bagirsagi besleyen damarlari tikayarak
bagirsak ölümüne, göz damarlarini tikayarak körlüge,
bacak damarlarini tikayarak kangrene yol açabilirler. Kolesterol
yüksekligine bagli sorunlar ortaya çiktigi zaman, hasta
geç kalmis olabilir; bu nedenle kolesterol yüksekligini
önlemek, yükselmisse düsürmek çok önemlidir.
|
KOLESTROL NEDEN YÜKSELiR
Kanda kolesterol düzeyini etkileyen çok sayida faktör vardir. Bu faktörlerin bazilari önlenebilir niteliktedir. Bunlardan bazilari: Kalitimsal faktörler Yedigimiz gidalar Sismanlik Stres gibi faktörler kolesterolü ve kötü huylu kolesterolü yükseltir. Düzenli egzersiz, iyi huylu kolesterolü yükseltir ve kötü huylu kolesterolü azaltir. 60-65 yasa kadar, yasla birlikte kolesterol düzeyi artar. Kadinlarda, menopozdan sonra kolesterol düzeyi artar. |
IYIKOLESTROL
Kolesterol, yagimsi bir maddedir. Normal kosullarda, yag suyun içinde çözünmez. Kolesterol de su özelliklerini tasiyan kanda normal kosullarda çözünmez. Kolesterol, kanda çözünmesi ve tasinmasi için karacigerde bir protein ile birlestirilir. Bu kolesterol ile protein birlesimine lipoprotein adi verilir. Degisik tipte lipoproteinler vardir: LDL (Low Density Lipoprotein, düsük yogunluklu lipoprotein): Kötü huylu kolesteroldür. HDL (High Density Lipoprotein, yüksek yogunluklu lipoprotein): Iyi huylu kolesteroldür. VLDL, IDL ve silomikronlar. Yag metabolizmasi bozuklugu olan hastalarin yaptirdigi diger bir kan incelemesi de trigliserid ölçümüdür. Trigliserid de kolesterol gibi kanda çözünen bir yagdir. Kan trigliserid düzeyi ile arteriyoskleroz arasindaki iliski, kolesterol kadar belirgin degildir. |
KOLESRROLUN YÜKSEK
TANSIYONLA ILISKISI
Kolesterol ve yüksek tansiyon arasinda dogrudan bir iliski yoktur. Yani kolesterol yüksekligi yüksek tansiyona, yüksek tansiyon kolesterol yüksekligine yol açmaz. Ancak ikisinin de hedefi ve zarar verdigi yer aynidir: Kan damarlari. Yüksek tansiyon, kan damarindaki basinci yükselterek asinma, yirtilmalara neden olur. Bu durum su borusu içindeki basincin artmasina bagli sorunlara benzetilebilir. Yüksek kolesterol de, damar duvarinda kolesterol birikimine yol açarak damarlarda daralma, tikanmalara yol açar. Yüksek tansiyon ve kolesterol yüksekligi kan damarina digerinin verdigi zararin siddetini arttirir ve ortaya çikmasini çabuklastirir. Bu nedenle, hem kolesterol yüksekligi hem de yüksek tansiyon tedavi edilmelidir. |
KOLESTROLDA BESLENME
Tavsiye edilen gidalar Ölçülü yenecek gidalar Kaçinmak gereken gidalar Kepekli bugday, çavdar ekmegi, yulaf ezmesi, misir gevregi, makarna, pirinç, bulgur Açma, kruvasan, pogaça Yagsiz süt, az yagli peynir ve eritme peyniri, yagsiz yogurt, yumurta aki Yarim yagli süt, yarim yagli peynir (dil peyniri), yarim yagli yogurt, haftada 2 yumurta Tam yagli süt, konsantre süt, santi, kaymak, taklit sütü, yagli peynir ve yogurtlar Sebze çorbasi, et suyu çorbasi Iskembe çorbasi, paça Bütün beyaz etli ve yagli baliklar (izgara, bugulama Uygun yagda kizartilmis balik Balik yumurtasi, havyar, belirsiz yagda kizartilmis baliklar Istiridye Midye, istakoz Karides, kalamar Tavuk, hindi, dana, av eti Yagsiz sigir, dana jambon, kuzu (haftada 1-2), dana ve tavuk sosisi, ciger (ayda 1 defa) Ördek, kaz, yagli görünen bütün etler, sosis, salam, pastirma, sucuk, kümes hayvanlari derisi Çoklu doymamis yaglar (ayçiçegi, misir özü, soya) Tekli doymamis yaglar (zeytinyagi, hidrojene olmamis yumusak margarin) Tereyagi, Trabzon yagi, iç yagi, kuyruk yagi, hidrojene yaglar, sert margarinler Bütün taze ve dondurulmus sebzeler, kurubaklagiller (mercimek, fasulye, nohut vb), haslanmis patates Uygun yagda kizartilmis patates ve sebze Belirsiz yagda kizartilmis patates, sebze, cips, tuzlu konserve, sebze Yagsiz sütle yapilan tatlilar (muhallebi, sütlaç vb), meyva salatasi, limon dondurmasi, asure, pestiller, kuru yemisli sucuklar, cezerye Çoklu doymamis yag veya margarinle yapilan pasta ve bisküviler, badem tatlisi, helva Dondurma, baklava, kremali pastalar, hazir pastalar, bisküviler, hazir pudingler, Çikolata ve bütün çikolatali hazir tatli ürünleri Ceviz, badem, kestane Yerfistigi, Antep fistigi Hindistan cevizi, tuzlu eglencelik Çay, kahve, nescafe, az kalorili mesrubat Az yagli soslar Fazla tuz, hazir salata soslari, mayonez Kaynak: Türk Kardiyoloji Dernegi, Koroner Kalp Hastaligindan Korunma ve Tedaviye Iliskin Ulusal Kilavuz 1998 |
ILAÇ TEDAVISI
Yag metabolizmasi bozukluklarini düzeltmek amaci ile çesitli ilaçlar gelistirilmistir. Statinler Safra asidi baglayici reçineler Nikotinik asit Fibratlar Bu ilaçlara ne zaman baslanacagi, ne kadar süre kullanilacagi ve hedef kolesterol, LDL-kolesterol, trigliserid düzeyleri, kesinlikle doktor denetiminde olmalidir. |
ILAÇSIZ TEDAVI
Ilaçsiz tedaviler yasam düzeninin degistirilmesi olarak da isimlendirilir. Yüksek kolesterol tedavisinde en önemli konu, ilaçsiz tedavilerdir, kesinlikle ihmal edilmemelidir. Ilaçsiz tedavilerde yapilan ihmal, kolesterol düsürmek amaci ile kullanilan ilaçlarin basarisini da azaltir. Ilaçsiz tedavilerin basinda, beslenme aliskanliginin degistirilmesi gelir. Beslenme aliskanligindan ayri bir konu halinde bahsedilmistir. Sigara kesinlikle birakilmalidir. Sigara da kolesterol yüksekligi gibi bir kardiyovasküler risk faktörüdür. Sigara ayrica akciger kanseri, akciger hastaligi, beyin kanamasi ve birçok kansere de zemin hazirlar. Hastada yüksek tansiyon varsa, yüksek tansiyon tedavisinde geçerli olan ilaç disi tedaviler ihmal edilmemelidir. Yüksek tansiyon ve kolesterol yüksekliginde uygulanan ilaç disi tedaviler birbirine benzerlik gösterir. Yüksek tansiyonlu hastalarda, ilaveten beslenme ile alinan tuzun da azaltilmasi gerekir. Seker hastaligi kontrol altina alinmalidir. Insülin kullanmak gerekiyorsa kaçinilmamalidir. Sismanlik kesinlikle kontrol altina alinmalidir. Sismanlik tedavisi için bazi ipuçlari, Nasil zayiflarim ? basligi altinda verilmistir. Düzenli egzersiz HDL-kolesterolü (iyi kolesterol) yükseltir, LDL-kolesterolü (kötü kolesterol) düsürür. Hastalar, düzenli egzersiz yapmayi aliskanlik haline getirmelidirler. Haftada, en az 3, tercihen 5 kez, 30-45 dakika süre ile yürüyüs, kosu, yüzme, bisiklete binme gibi sporlar yapilmalidir. Alkol, HDL-kolesterolü yükseltir, ancak alkolün insan sagligi ve sosyal yasanti üzerine çok sayida olumsuz etkisi oldugu unutulmamalidir. Bu nedenle, alkol alimi kesinlikle sinirlandirilmalidir. Izin verilen etil alkol miktari, erkeklerde günde 30 ml, kadinlarda günde 15 ml’dir. 30 ml etil alkol, 720 ml bira, 300 ml sarap, 60 ml 100 derece viski ve 60 ml rakida bulunur. |
KOLESTROL VE FINDIK
Findigin kalp sagligi üzerine olumlu etkileri oldugu arastirmalarla ispatlanmistir. 1998 yilinda yayinlanan, 86.000 hastayi içeren, 14 yillik takibi olan bir çalismada, haftada en az 140 gram findik yiyenlerde, kalp ve damar hastaliklarina daha az rastlandigi belirtilmistir. Yapilan baska çalismalarda da, findigin iyi kolesterolü yükselttigi ve kötü kolesterolü düsürdügü gösterilmistir. Ancak findigin fazla tüketilmesinin de, kilo alinmasina yol açacagi unutulmamalidir. |
KOLESTROLUN YÜKSELMESÝNE
YOL AÇAN HASTALIKLAR
Bazi hastaliklarda kolesterol düzeyi yükselir. Bu hastaliklari ikiye ayirarak incelemek mümkündür: 1. Kalitsal yag metabolizmasi hastaliklari 2. Diger hastaliklar Hipotiroidi (Tiroid bezinin yetersiz çalismasi) Karaciger hastaliklari Nefrit (Böbregin mikrobik olmayan
iltihabi hastaliklari) Seker hastaligi Ayrica, sismanlik ve bazi ilaçlar
da, yüksek kolesterole neden olabilir. |
HASTALARA ÖNERÝLER
1 Kolesterol düzeylerinizi kaydetmeyi aliskanlik haline getiriniz. 2 Türkiye’de, bilinçsiz ilaç kullanimi yaygin bir sorundur, kolesterol düsürücü ilaçlar, Türkiye’de yeni kabul edilebilir, bu nedenle yanlis ilaç kullanimindan kaçininiz. 3 Emekli Sandigi, Sosyal Sigortalar Kurumu, Bag-Kur gibi saglik sigorta güvencesi olanlar, eger hastaliklarini belirtir bir heyet raporu alirlarsa ilaçlarina hiçbir ücret ödemezler. Bu konuda, doktorlari yardimci olacaktir. 4 Bir seyahate giderken, saglik karnenizi, heyet raporlarinizi, ilaçlarinizi yaniniza almayi unutmayiniz. 5 Ilaçlarinizi düzenli kullanin, kullanimini aksatmayin. 6 Doktora giderken, kendinize ait tüm tibbi dökümanlari (filmler, tahlil sonuçlari, hastane dosyasi, kullandiginiz ilaçlarin kutusu) mutlaka yaniniza aliniz. 7 Ilaçlarinizin sadece ismine
degil dozuna da bakiniz, ögreniniz ve kaydediniz. |
NASIL ZAYIFLARIM
Saglikli beslenme, zayiflamanin temel noktasidir. Gün içinde sik ama az miktarda yenmelidir. 1 saatte yarim kilo, 1 haftada 7 kilo, Arjantin diyeti, son sans diyeti vb. reklamlara aldanmamak gerekir. Kisa sürede asiri kilo vermek sorunlara yol açabilir. "Su içsem yariyor" ifadesi ise dogru degildir, çünkü suyun kalorisi sifirdir. Kilo verirken acele etmemek gerekir. Unutmayin ki, bu kiloyu 2 haftada almadiniz, bu nedenle de, 2 haftada vermeye çalismayin. Vereceginiz kilo, haftada 1-1.5 kilogrami geçmemelidir. Bir yilda toplam vücut agirliginizin % 10’unu vermeniz yeterlidir. Kilo vermek için beslenme aliskanligi degistirilmeli ve egzersiz yapilmalidir. Kilo vermeyi kolaylastiran ilaçlar, piyasada mevcuttur. Bu ilaçlar kesinlikle doktor kontrolünde kullanilmalidir. Bu ilaçlarin kullanilmasi ve saglikli beslenme birbirini tamamlayan tedavilerdir. Kilo vermek, verilen kiloyu geri almamaktan daha kolaydir. Zayiflamanin kolesterol, seker hastaligi, ruhsal durum, hipertansiyon üzerine de olumlu etkisi vardir. Tekrarlayan zayiflama ve sismanlama, kalp hastaligi ve ani ölüm gibi istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Aliskanliklarin degistirilmesi, kilo vermenin temel çözümüdür. Herkesin mutlaka degistirmesi gereken ve degistirmesi de zor olmayan aliskanliklari vardir. Bu konuda yararli olabilecek bazi ipuçlari: Gazete, kitap okurken bir sey yemeyin Televizyon seyrederken bir sey yemeyin Karniniz açken mutfak alisverisi yapmayin Alisverise çikarken liste yapin, liste disinda yiyecek almayin Ögün atlamayin Sadece açken yemek yemeye çalisin Diyetinizi bozdugunuz için suçluluk duymayin, önünüzde baska ögünler oldugunu unutmayin Gidalarin yag, tuz, kalori içerigine dikkat edin Egzersiz yapin Açik büfe tarzi yemeklerden uzak durun Evinize gelen misafirlere yaptiginiz ikrami azaltin Istahli arkadaslarla yemege oturmayin |
TEDAVIDE TEMEL PRENSIPLER
Yüksek kolesterolün kontrol altina alinmasi ile yasam süresinin uzadigi, kalp ve damar hastaliklarina bagli ölümlerin azaldigi ve kalici sakatliklarin önlendigi kesin olarak gösterilmistir. Kolesterol yüksekligine ilaveten sismanlik, yüksek tansiyon, seker hastaligi, sigara gibi diger kardiyovasküler risk faktörlerinin tedavisi de planlanmalidir. Tedavi 2 asamada gerçeklestirilir: 1. Ilaç disi tedavi 2. Ilaç tedavisi Her hasta için tedavi farkliliklar tasir. Ilaç disi tedaviler kesinlikle ihmal edilmemelidir. Ilaç tedavisi, kesinlikle doktor denetiminde olmalidir. Tedavide hedef belirlenirken LDL-kolesterol düzeyinin esas alinmasi tercih edilir. Hedef LDL-kolesterol düzeyi, hastada kalp ve damar hastaliginin olup olmadigina göre degisir. Kiside kalp ve damar hastaligi yoksa, LDL-kolesterol düzeyinin 130 mg/dl’nin altina düsürülmesi yeterlidir. Kiside kalp ve damar hastaligi varsa, hedef LDL-kolesterol düzeyi, 100 mg/dl’nin alti olmalidir. Yani kalp krizi geçirmisseniz, koroner arter daralmasina bagli gögüs agriniz varsa, koroner damar ameliyati geçirmisseniz, koroner arterler balon ile genisletilmisse, beyine, böbrege, bacaklara giden damarlarda kolesterol birikimi varsa, hedef LDL-kolesterol düzeyi, 100 mg/dl’nin altidir. |
SIK SORULAN SORULAR
Hangi doktora gideyim? Eger yüksek kolesterolden baska bir sorununuz yoksa, Saglik Ocagi hekimi, Aile hekimi, Dahiliye uzmani, Endokrinoloji uzmani veya Kalp-Damar hastaliklari uzmanina gidebilirsiniz. Yüksek kolesterolle birlikte kalbinizde de sorun varsa Kalp-Damar hastaliklari uzmanina gidiniz. Doktor seçiminde en önemli nokta, saglikli hasta-hekim iliskisinin saglanmasidir. Gerekli ilaç disi tedavileri uygulamaniza ve ilaç tedavisine ragmen kolesterolünüz kontrol altina alinamazsa, yüksek kolesterol konusunda deneyimli oldugunu bildiginiz veya ögrendiginiz bir merkeze gidiniz. Ilaçlar kolesterol yüksekligine yol açar mi? Evet. Bu nedenle bilinçsiz ilaç kullanimindan kaçinilmali ve gerekli durumlarda, ilaçlar doktor kontrolü altinda kullanilmalidir. Yüksek kolesterol tedavisinde kullanilan ilaçlarin yan etkisi var midir? Her ilaçta oldugu gibi, kolesterol düsürücü ilaçlarin da yan etkileri olabilir. Ilaca bagli yan etki düsünülen durumlarda, hasta en kisa sürede, doktoruna basvurmalidir. Yasim 70, kolesterol düsürücü ilaç kullanabilir miyim? Evet, tabi doktorunuza danismak kosulu ile. Kolesterolüm yüksek, acaba çocugum risk altinda mi? Evet. Çocugunuzun beslenme aliskanliginin saglikli olmasina dikkat edin. Kolesterolüm ilaç kullanmama ragmen düsmüyor, ne yapmaliyim? Sizde kolesterol yüksekligine yol açan baska bir hastalik olabilir, bu arastirilmalidir. Ilaç disi tedavilerinizi ihmal ediyor olabilirsiniz. Ilaç kullaniyorum, kolesterolümü kaça düsürmeliyim? Hedef LDL-kolesterol düzeyi, hastada kalp ve damar hastaliginin olup olmadigina göre degisir. Kiside kalp ve damar hastaligi yoksa, LDL-kolesterol düzeyinin 130 mg/dl’nin altina düsürülmesi yeterlidir. Kiside kalp ve damar hastaligi varsa, hedef LDL-kolesterol düzeyi 100 mg/dl’nin alti olmalidir. Yani kalp krizi geçirmisseniz, koroner arter daralmasina bagli gögüs agriniz varsa, koroner damar ameliyati geçirmisseniz, koroner arterler balon ile genisletilmisse, beyine, böbrege, bacaklara giden damarlarda kolesterol birikimi varsa, hedef LDL-kolesterol düzeyi 100 mg/dl’nin altidir. Kolesterolümün yükselmesini önleyebilir miyim? Hastalarin önemli bir kismi kolesterol yükselmesini önleyebilir. Beslenme degisikligi yaparak, kilo vererek, egzersiz yaparak kolesterol yükselmesi önlenebilir. Hangi siklikta kolesterol düzeyimi ölçtürmeliyim? Eger kolesterol yüksekligi saptanmissa bu süreye doktorunuzla birlikte karar vermeniz gerekir. Eger kolesterolünüz normal sinirlarda ise bes yilda bir ölçtürmeniz yeterlidir. Ailede kolesterol yüksekligi varsa bu süre kisalabilir. Kolesterol ölçümü check up diye de isimlendirilen saglik kontrolünün çok önemli bir parçasidir. Check up incelemelerinde ilk yapilmasi gereken inceleme, kanda kolesterol düzeyi ölçümü olmalidir. Tuz ile kolesterol arasinda bir iliski var mi? Hayir. Kolesterol yüksekligi ve yüksek tansiyon kardiyovasküler hastaliklar için bir risk faktörüdür. Tuz, yüksek tansiyon ile yakindan iliskilidir. |
KALP VE DAMAR HASTALIKLARI
SEBEPLERI Beslenme hatalari Kalbe zarar veren seylerin devamli ve fazla miktarlarda kullanilmasidir. Baslicalari sunlardir : Alkol : Kan damarlarinin iç tabakasini eriterek, kanin damarlardan dokular arasina sizmasina yol açar. Alkoloidler : Baslicalari çay, kahve, kakao ve sigaradir. Bunlar, kalp ve damarlar üzerinde çok fena etki yaparak, onlari vakitsiz yipratirlar. Sinir sistemini etkileyerek, kalbin ritmini bozarlar. Ayrica, kandaki kolesterolün, damarlarin iç yüzeyine yapismasina ve damarlarin daralmasina, dolayisiyla yüksek tansiyona ve damar sertligine neden olurlar. Sigara, kani zehirleyerek, kalbin daha fazla çalismasina ve dolayisiyla yorulmasina yol açar. Et ve mamülleri : Özellikle yagli etler, kolesterol ihtiva ettikleri için zararlidir. Kandaki üre miktarini artirarak, kalbin yorulmasina neden olurlar. Beyaz ekmek ve seker : Bunlar, kanin katilasmasina ve dolasimin yavaslamasina neden olurlar. Dolayisiyla kalbin daha çok zorlanmasina yol açarlar. Hava kirliligi Teneffüs edilen hava ne kadar kirli ise, kalp o kadar daha fazla çalisir ve yorulur. Sagliksiz yasam kosullari Yemek, uyku ve dinlenme saatlerinin düzensiz olusu, bedenen ve ruhen yipratici yasam kosullari kalbin yorulmasina ve vakitsiz yipranmasina neden olur. Sismanlik Kalbi yoran en önemli faktörlerden biridir. Sismanlar, genellikle kisa ömürlü olurlar. Cinsel yasam Cinsel yasamin düzensizligi, vakitsiz gelen iktidarsizlik kisiyi ruhsal bunalima iterek, sinirlerinin yipranmasina yol açar. Bu da kalbi yorar ve yipratir. HIPERTANSIYON Sürekli yüksek tansiyondur. Yorgunluk, uykusuzluk, asiri yeme, hizli hareket gibi nedenlerle tansiyon yükselebilir. Ancak, sürekli degildir. Hipertansiyon ise kalbi idare eden sinir sisteminin asiri hassaslasmasindan, ileri yaslarda görülen damar sertliginden, kanin katilasmasindan, böbrek rahatsizligindan (nefrit) ileri gelir. Hipertansiyonda kalp büyür ve felçlere neden olabilir. Belirtileri Sürekli bas agrisi ve bas dönmesi Dengesizlik Görmede zayiflik ve gözler önünde sinekler uçusmasi Çarpinti Nefes darligi Kulaklarda çinlama El ve ayaklarin sürekli üsümesi Bacaklarda sik sik kramplar Uykusuzluk Hafiza zatifligi Geceleri ellerde karincalanma Bitkilerle tedavi Asagidaki bitkiler hipertansiyon tedavisinde iyi sonuç verirler : Sarmisak Aliç çayi Limon kürü Ökse çayi Zeytin yapragi çayi SÜREKLI DÜSÜK TANSIYON Genellikle büyük iç kanamalardan veya sebebi bilinmeyen nedenlerden olabilir. Yetersiz beslenme, vitamin eksikligi, bazi ilaçlarin yan etkisi de tansiyonu düsürür. Belirtileri bitkinlik, bayginlik, el ve ayaklarda üsüme ve morluk, ayaga kalkinca bas dönmesi ve göz kararmasi, çabuk yorulma Bitkilerle tedavi Asagidaki bitkiler tedavide iyi sonuç verirler : Isirganotu Adaçayi Mersin yapragi Tarçin Badem Findik Bal, polen, ari sütü Salgam Kirmizi pancar KALP SPAZMI (anjin dö puatrin) Kalbi besleyen atardamarlarin kireçlenme ve kolesterol sonucunda daralmasi, böylece daha az kan geçebilmesi nedeniyle ortaya çikar. Yemeklerden sonra veya süratli yürüme, merdiven çikma, soguk hava teneffüs etme sirasinda zaman zaman sol gögüste bir agri hissedilir. Bu agri sol omuza ve sol kola kadar yayilir ve hastaya nefes aldirtmaz. Daha çok erkeklerde görülür. Genellikle 5-10 dakika sürer. Kalp spazminin en önemli yani, Enfarktüse yol açmasidir. Bitkilerle tedavi Asagidaki bitkiler tedavide iyi sonuç verirler : Aliç çayi Anason Kimyon ENFARKTÜS Önemli ve tehlikeli bir kalp rahatsizligidir. Fransa'da ölümlerin % 20'si enfarktüsten olmaktadir. Kalbin bir bölgesinin, oraya besin ve oksijen tasiyan atardamardaki bir pihti ile tikanmasi sonucu aniden ölmesidir. Nedenleri Atardamar iltihabi Kanda pihtilasma Kolesterol veya kireçlenme sonucu atardamarin iç çeperinin daralmasi ve sertlesmesi Kalp spazmi Belirtileri Kalpte korkunç bir sanci ve sikinti Sol kolda sanci Bazen kusma ve gegirme Solgunluk ve gözün parlakligini yitirmesi Tansiyon düsüklügü Bitkilerle tedavi Asagidaki bitkiler gerek krizden önce, gerekse kriz sirasinda kullanilirsa tedavide iyi sonuç verirler : Aliç çiçegi ve meyvesi Disotu Limonlu sarmisak MITRAL YETERSIZLIGI Mitral, kalbin sol bölümünde, sol kulakçik ile sol karincik arasindaki kapaktir. Bu kapakçik, kalbin iç kisminin iltihaplanmasi sonucunda iltihaplanir, sonra kalinlasip sertlesir ve iyi kapanamaz. Hasta, 1-2 yil pek birsey hissetmez. Sonra çarpinti, nefes yetmezligi ve sik sik derin nefes alma ihtiyaci duyulur. Bu hastali insani öldürmez ama, yasam hizini azaltir. Tedavisi için, kani mikroplardan temizleyen baharatlar (taçin, karanfil, karabiber, zencefil, kekik) sik sik kullanilmalidir. Ayrica, yilda 2 kez, 10-15 günlük limonlu sarmisak kürü yapilmalidir. DAMAR SERTLIGI Kanda biriken ve balmumu kivamindaki kolesterol, damarlarin iç yüzeyini kaplar ve damar iç dokusunun sertlesmesine yol açar. Sertlesen damarlar kan nakli görevini yapamazlar ve çaplari küçüldügü için de kan basinci artar ve tansiyon yükselir. Nedenleri Asiri alkol Sismanlik Damla (gut) hastaligi Seker hastaligi Frengi Yanlis beslenme Sinir bozukluklari Belirtileri Belirtiler baslangiçta hafiftir, zira bu hastalik yavas ve uzun sürede meydana gelir. Bedensel ve ruhsal çalisma gücünde azalma Gündüzleri bile uyuma ve uyuklama Zayiflik ve solgunluk Hafiza zayifligi Çabuk yorulma ve kalp çarpintisi Sik idrara çikma Bitkilerle tedavi Asagidaki bitkiler sürekli kullanilirlarsa tedavide iyi sonuç verirler : Bol kükürt ihtiva eden sarmisak, sogan, turp vb. yenmelidir. Zeytin yapragi Zerdeçal Enginar yapragi Servi tohumu Limon Elma VARIS Bacaklardaki toplardamarlarin bozulmasidir. Nedenleri Hareketsizlik ya da yeterli hareket etmeme Sürekli ayakta kalma Çorap bagi, korse, sikan ayakkabi gibi seyler giyilmesi Asiri ve yagli seyler yeme Hamilelik Asiri alkol ve sigara Belirtileri Kalçalarda, bacak ve baldirlarda agrilar Ayaklarda yanma ve makatta kasinti Ayak damarlarina sismeler, siyah iplikler ve dügümler olusur Bacaklar gülle gibi agirlasir Ayaklarda sürekli üsüme ve kismi felç Bacak, baldir ve kalçada kramplar Ileri asamalarda, baldirlarda ödem, ekzama ve yaralar olusur. Varis makatta olursa buna HEMOROID adi verilir. Bitkilerle tedavi Asagidaki bitkiler sürekli kullanilirlarsa tedavide iyi sonuç verirler : Sodali ve sapli banyolar Sik sik ve hizli yürümek Zeytinyagi ile masaj Zulumba, üzerlik tohumu, nöbet sekeri karisimi Hemoroid için atkestanesi, civan perçemi, servi kozalagi, maydanoz ve patates lapalari KANSIZLIK Genellikle, kandaki alyuvarlarin azalmasi seklinde ortaya çikar. Belirtileri Yüz daima solgundur El ve ayaklar daima üsür Kulaklarda sik sik çinlama olur Kalp çarpintisi olur Istahsizlik, çabuk yorulma vs. gibi belirtiler görülür. Nedenleri Kanamalar (hemoroid, mide-barsak ve regl kanamalari gibi) Kan yapan organlarin yeterli çalismamasi (dalak, ilikler, karaciger) Beslenmede yasa göre yeterli demirin alinmamasi Bitkilerle tedavi Asagidaki bitkiler sürekli kullanilirlarsa tedavide iyi sonuç verirler : 1 lt saraba 1 yemek kasigi ögütülmüs rezene tohumu katilir, 1 hafta sonra süzülerek, günde 5-6 tatli kasigi içilir. 1 su bardagi siyah kuru üzüm + 8 bardak su + 1 yemek kasigi pelin otu orta ateste kaynatilir, soguyunca süzülüp günde 3-4 bardak içilir. Kinakina surubu içilmelidir. Enginar, yulaf ezmesi, kayisi, tere, erik, üzüm, maydanoz, havuç, ispanak, mercimek ve soya bolca yenmelidir. KOLESTEROL Kolesterol, tüm canlilarin
bünyesinde bulunan ve vücudumuzda özel görevleri
olan ancak, kandaki orani belli sinirlari asinca zararlari görülen
bir maddedir. Saglikli bir insanda kolesterol orani, 100gr kanda 250mg'dir.
Bilinen görevleri sunlardir : Deri altinda, mikroplara karsi
koruyucu bir baraj görevi yapar. Kanda, alyuvarlari zararli maddelere
karsi korur ve bir nevi zirh görevi yapar. Sinir dokulari içerisinde,
onlarin dayanikli olmasini saglar. Çesitli dokularda su dengesini
saglar. Kolesterol dengesinin bozulma nedenleri Hayvani yaglardaki
kolesterol, kullanilmis kolesteroldur ve ise yaramadigi gibi, kanda
orani artinca damarlarda tortu yapar. Vücutta kolesterol üreten
ve kolesterolü dengeleyen organlarin iyi çalismamasi (böbrek
üstü bezleri, yumurtaliklar, husyeler, tiroid bezesi, karaciger,
safra kesesi, barsaklar, akciger, ciltteki ter bezesi) Neden oldugu
rahatsizliklar Kandaki nötr yag oraninin artmasi Vücutta
yag lekeleri olusmasi Parmaklarda, omuzda, dizlerde ve kalçada
yag urlari meydana gelir. Göz kapaklarinda sari lekeler olusur
ve gece körlügü yapar. (tavuk karasi) Siroz : Safra
kanalinin tikanmasi, karaciger ve dalagin sismesi ve safra tasinin
olusmasi Damar sertligi : Kanda biriken kolesterol kan damarlarinin
iç yüzeyine yapisir ve damar sertligine yol açar.
Belirtileri ciltte sari lekeler, göz altinda siyah halkalar,
gözün beyaz kisminda sari lekecikler, terin ve nefesin agir
kokmasi, agizda acilik hissi, bas agrisi ve basta agirlik hissi, görme
zayifligi, bas dönmesi ve beyinde bosluk hissi, hazimsizlik ve
istahsizlik, genel yorgunluk ve ruhi bunalim, uykusuzluk, sol kolda
ve kalp üzerinde zaman zaman agrilar. Bitkilerle tedavi Asagidaki
bitkiler sürekli kullanilirlarsa tedavide iyi sonuç verirler
: Yemeklerde zeytinyagi, misir, ayçiçegi, hashas ve
aspir yaglari kullanilmalidir. Sarmisak (günde 2-4 dis, çig
olarak yenmelidir) Enginar, sogan, pirasa, havuç, kereviz,
soya fasulyesi, lahana, tere, maydanoz, turp bol yenmelidir. Kiraz,
limon, çilek, elma, üzüm, seftali, armut, muz gibi
meyveler de yenebilir. Ardiç tohumu Misir püskülü
Zeytin yapragi Zerdeçal |
AYAKLAR
Her 5 diabet hastasindan biri ayaklarinda meydana gelen sorunlardan dolayi hastaneye basvurmaktadir. (1) Diabet hastaligi kan damarlarina ve sinirlere zarar verir .(2) Sinirlerde meydana gelen hasar (nöropati) aciyi, sicagi, sogugu hissetme yeteneginizi azaltir. (1) Yetenekteki bu azalma ayaktaki travma ve baskinin algilanma hissini azaltir. (2) Ayakkabinizin icinde bir tas oldugunu farketmeden onunla tüm gün boyunca yürüyebilirsiniz. (1) Ayak yaralanmalari ciddi bir enfeksiyon olusana kadar hissedilmeyebilir. Buna ek olarak diabet immun sistem üzerinde de degisiklige neden olabilir, enfeksiyona karsi savasma kabiliyetini azaltir. Minör enfeksiyonlar doku ölümüne bile yol acabilir. (2) Ayak kontrolü özellikle diabetli hastalarinin uygulayacagi günlük bir islemdir. 1989 yilinda National Health Interview Survey diabetli bireylerin % 52'sinin en azindan ayaklarini hergün kontrol ettiklerini ancak % 22'lik bölümün ise hic ayak kontrolu yapmadigini ortaya koymustur. (3) Diabet hastalarinda siradan problemler bile cabucak kötülesmekte ve ciddi komplikasyonlara yol acmaktadir. Fakat asagidaki maddeleri uygulayarak ayaklarinizda meydana gelebilecek sorunlari önleyebilirsiniz. (1) Hastalar günde 2 kez ayaklarini kontrol etmelidirler özellikle parmak aralarini. Hergün ilik su ve yumusak sabunla ayaklarinizi yikayin sert sabunlar deriye zarar verebilirve özellikle parmak aralarinizi kurulamada daha cok özen gösterin. Ayaginizi suya sokmadan önce isiyi baskasina kontrol ettirin cünkü diabet hastalarinda isi algilamasi bozulmustur ve yaniklar kolaylikla olusabilir. Ayaklariniza yumusatici krem sürmeyi unutmayin, diabetli hastalarda ayaklar kurur ve catlar bu da enfeksiyona yol acar. (2) Kurumanin nedeni ayaklarin terlemesini kontrol eden sinirlerin calismamasidir. Parmak aralarina krem ya da yag sürmeyin. Nemin fazlasi yine enfeksiyona yol acar. Eger ayaklariniz üsümüs ise corap giyin kesinlikle sicak su sisesi koymayin, farkinda olmadan yaniklara yol acabilirsiniz. (1) Ayaginiza tam uyan ayakkabi secin. Sinirlerde meydana gelen hasar ayakkabinin yaptigi baskiyi hissetmenize engel olur ayrica ayakkabinizi giymeden önce icini kontrol edin. Ayaktaki basi noktalarini degistirmek icin 5 saatte bir ayakkabinizi degistirin. Her gün temiz kuru corap giyin ya da lastiksiz kilotlu corap giyin. Corap ayaginiz ve ayakkabinizin arasinda koruyucu bir tabaka olusturacaktir. Evin icinde kesinlikle yalinayak yürümeyin. Bacak bacak üstüne atarak oturmayin veya uzun zaman tek pozisyonda durmayin. Ayak temizliginde antiseptik kullanmayin cünkü bunlar yakicidir ve derinizi tahris edebilir. Ayak tirnaklarinizi düz kesin ve kenarlarini törpüleyin. Sigara damarlari daraltir ve kan akimi yavaslatir böylece sirkülasyon azalir, sigarayi birakmak cok dogru bir karardir. Yaralanmalari, degisiklik ve enfeksiyon belirtilerini farkettiginizde hemen ilgili saglik personeline bildirin. (2) Nasirlar daha fazla ve hizli olusmaktadirlar.
Hergün ponzatasi kullanmak nasirlari kontrol altinda tutmaniza
yardimci olacaktir. Ponzatasini kullandiktan sonra hemen losyonunuzu
sürün. Nasirlara dikkat edilmezse hemen kalinlasir ve sonucta
ülsere neden olur. Hicbir zaman nasirlari kendiniz kesmeyin bu
isi hemsirenize ya da hekiminize birakin. Nasirlarinizi temizlerken
kesinlikle kimyasal maddeler kullanmayin. (1) |
MENEPOZ
Yasaminizda önemli bir döneme girmek üzeresiniz. Menopoz dogumdan önce baslayan ve yasaminizin geri kalan bölümünde devam eden gelisiminizde dogal bir sürectir. Menopoz baslangicindan birkac yil önce, ovaryumdan salgilanan östrojen miktarinda azalma meydana gelir. Östrojen azaldigi gibi progesteron miktarinda da azalma vardir sonucta siklüsda düzensizlesme görülür. Düzensizliklerin derecesi kadinin yasina göre degisebilir. Neticede ovulasyon durur ayni zamanda progesteron yapimi da durur. Ancak az miktarda da olsa östrojen yapimi devam eder. Fiziksel Semptomlari 2 kadinin ayni derecede ve siddette semptomlari hissetmedigi dogrudur. Ayrica 5 kadindan 4'ünün semptomlarindan dolayi tedavi almasi gerekmemektedir. Kadinlarin yaklasik %20'sinin hissettigi tek semptom adet düzensizligidir. Diger belirtileri sicak basmasi, vajina ve üriner yolda kuruluk ve daha sonra da osteoporozdur. a) Sicak basmasi Menopoz dönemindeki kadinlarin yaklasik 2/3'ü sicak basmasindan yakinmaktadir. Bircok kadinda 1 yil ya da daha az bir süre devam eder. Yüzde, boyunda ve gögüsde ani isi yükselmesi hissedilir. Asiri terleme, bas dönmesi ve kalp carpintisi da meydana gelebilir. Bircok arastirmaci sicak basmasini kücük damarlarin kontraksiyonuna baglamaktadir. Basetme Yöntemleri Sicak basmasiyla en iyi basetme yöntemi vücut isisini kontrol etmektir. Kendinizi rahatsiz hissettiginizde soguk birseyler icin, havalandirmayi acin veya disari cikin. Vücut isinizi artirici sicak banyodan, baharatli besinlerden, sigaradan ve alkolden uzak durun. Vajina ve Uriner Yolda Meydana Gelen Degisimler Östrojenin azalmasi sonucu vajina kücülür, kurur, incelir ve elastikiyetini kaybeder (atrophic vaginitis). Ayrica gülerken ya da öksürürken idrar kacirma gözlenebilir (inkontinans). Vajina ve Üriner Yolda Meydana Gelen Degisimlerle Basetme Vajinal kuruluk suda eriyen yagli kremler iyi giderilebilir. Pelvic kaslarina düzenli eksersiz yaptirmak üriner inkontinansi düzeltmede yardimci olur. Idrarinizi yaptiginizi düsünün ve aniden kaslarinizi kasin ve 5'e kadar sayin ve kaslarinizi serbest birakin biraz dinlendikten sonra yine ayni eksersizi tekrarlayin. Bu eksersizi günde 10-15 dakika yapmaniz yeterli olacaktir. Psikolojik ve Duygusal Semptomlar Bu ana kadar menopozun fiziksel semptomlarina degindik, yasadiginiz bu fiziksel semptomlar ayni zamanda duygularinizi ve kisiliginizi de etkileyebilir. Duygularda Meydana Gelen Degisimler Menopoza bagli duygusal semptomlar arasinda depresyon, sinirlilik, anksiyete göze çarpar. Yapilan arastirmalarda duygusal yönden saglikli olan bireylerin menopoz döneminde daha az psikolojik problemle karsilastigi gözlenmistir. Duygularda Meydana Gelen Degisimlerle Basetme Ailede, toplumda pozisyonunuz ve kariyeriniz de üreme sisteminiz gibi degismektedir. Iste tüm bu degisimler ruhsal durumunuzu etkileyebilir. Menopoz döneminde en büyük yanlis beklenmedik her duygusal degisimi menopoza baglamaktir. Menopoz duygularinizi etkiler fakat bu ne tek ne de dominant faktördür. Isinizde ve simdiye kadarki ugraslarinizda aktif kalmaniz önemlidir. Karsilastiginiz degisimleri esinizle, kendinize yakin bir arkadasinizla konusun. Iyi diet, eksersiz, mental yönden aktif yasam duygularinizi dengede tutmanizda yardimci olacaktir. Duygusal problemlerle kendiniz basetmediginiz zaman profesyonel yardima basvurmaniz sizin icin iyi olacaktir. Unutmayin ki her kadin menopozu yasayacaktir, sizin icin en iyisi ihtiyaclariniza cevap verendir bunun icin ilk önce ihtiyaclarinizin ne oldugunu anlamalisiniz, daha sonra da onlarla mücadale icin yaklasim gelistirmelisiniz. Semptomlara Tibbi Müdahale Hormon Replasman Tedavisi Hormon düzeyindeki azalma menopoz semptomlarinin ortaya cikmasiyla iliskili oldugundan hormon replasman tedavisi (HRT) menopozla basa cikmada etkili bir yoldur. Kan östrojen seviyesinin yükseltilmesi ve progesteronla ayarlanmasiyla damarsal faaliyetler düzenlenir böylece sicak basmalarinin önüne de gecilir. Bircok kadinda terapi basladiktan 2 hafta sonra sicak basmalari kontrol altina alinir. Östrojen ayni zamanda vajinal ve üriner yol kurulugunu da engeller. |
Esansiyel Hipertansiyon Nedir?
Hipertansiyon, devamli olarak normalden yüksek olan kan basinci icin kullanilan bir terimdir. Normal kan basinci ortalama 120/80 mmHg'dir fakat eksersizle ve dinlenmeyle artar veya azalir. Kalbin sistol fazinda maximum efor sarfederken meydana getirdigi basinc 120 mmHg'dir, diastol fazinda baska bir deyisle atimlarin arasindaki dinlenme fazinda meydana getirdigi basinc 80 mmHg'ya esittir. Eger kan basinciniz sürekli olarak 140/90 mmHg'dan yüksekse sizin de hipertansiyonunuz var demektir. Hipertansiyonun nedeni biliniyorsa buna ikincil hipertansiyon denir. Böbrek hastaliklari ve tümörler ikincil hipertansiyonun sebeblerindendir. Bircok insanda hipertansiyonun altinda yatan sebep bulunamamistir. Bu tur durumlara ise esansiyel hipertansiyon denir. Yüksek kan basincli bireylerin yaklasik %95'i esansiyel hipertansiyona sahiptir. Hipertansiyon neden problemdir? Kan basinciniz yüksek oldugunda, kalbiniz normal miktardaki kani vücudunuza pompalamak icin daha cok calisacaktir. Arterlerinizdeki yüksek basinc onlarin gucsuzlesmesine ve felcle sonuclanabilecek kanamalara neden olur. Yüksek arter kan basinci yag maddelerinin ve kolesterolun birikmesiyle ve kan pihtisinin damarlari tikamasiyla ortaya cikan atheroskleroz olusumunu hizlandirir. Atheroskleroz kalp krizlerinin baslica nedenidir ayrica felclere de sebep olur. Kalpteki fazladan is yükü kalp kaslarinin zayiflamasina neden olur. Zaman icinde bu incelik kalp kaslarina zarar verir böylece kalp bir daha normal pompalama islemini yapamaz hale gelir bu durum ise konjektif kalp yetmezligine neden olur. Uzun süreli hipertansiyonun yarattigi diger problemler ise gözlere ve böbreklere zarar vermesidir. Kan basinciniz ne kadar yüksek ve ne kadar uzun süreli ise, problem gelisme riski o kadar muhtemeldir. Esansiyel hipertansiyon nasil meydana gelir? Esansiyel hipertansiyonun belirli bir sebebi olmamasina ragmen bircok cesitli faktör bu hastaligi daha ciddi duruma getirir. Asiri tuzlu diet ve asiri kilo kan basincinizin artmasina sebep olur. Fazla alkol, sigara, stres ve kafein hipertansiyonlularda daha ciddi komplikasyonlara yol acar. Bazi kadinlarin dogum kontrol hapi kullanmasi kan basinclarini artirabilir. Kalitim, cinsiyet, irk,yas hipertansiyona yol acan diger önemli faktörlerdir. Esansiyel hipertansiyonun semptomlari nelerdir? Yüksek kan basincinda en sinsi sey hicbir semptoma yol acmadan uzun süre varolmasidir. Bundan dolayi kan basincinizi yilda en az bir kere ölctürmeniz önemlidir. Semptomlari ise basagrisi, kolay yorulma, bas dönmesi, burun kanamalari,gögüs agrilari, nefes darligi arasinda cesitlilik gösterir. Esansiyel hipertansiyon nasil teshis edilir? Rutin muayenelerde doktorunuz tarafindan genellikle fark edilir, doktorunuz hipertansiyonun genel bir problem oldugunu bildiginden kan basincinizi rutin olarak test eder. Eger kan basinciniz yüksekse, takip kontrollerine tabi tutulacaksiniz ve 3 farkli kontrolde kan basinciniz yüksekse, büyük olasilikla hipertansiyonunuz vardir. Bundan sonra doktorunuz size aileniz, yasam kosullariniz, ne yiyip ne ictiginiz hakkinda sorular soracaktir. Idrariniz ve kaniniz test edilecek ve genellikle gögüs rontgeni ve ECG istem edilecektir. Esansiyel hipertansiyon nasil tedavi edilir?
Tedavinin amaci kan basincini mümkün oldugu kadar normal seviyesine
indirmektir böylece kalp krizi ve felc gelisme riski azalacaktir.
Doktorunuz eksersiz aliskanliklarinizda ve dietinizde degisiklikler
tavsiye edecek ve eger gerekliyse kilo verme programi tavsiye edecektir.
Eger kan basinciniz biraz ya da kismen yüksekse ilac kullanmadan
kan basincinizi kontrol altina alabilirsiniz. Haftada en az 3 gün
ve en az 30'ar dakikalik eksersiz yapmalisiniz. Doktorunuz sizin icin
dogru eksersizlerin hangi tür olacagina ve miktari konusunda karar
vermenizde yardimci olacaktir. Tuz ve sodyumu dietinizden azaltmalisiniz
bu konuda ve eger gereksiyse kilo verme programinda da dietisyen size
yardimci olacaktir. Alkol kullaniminizi gün icinde bir bardaktan
fazla olmaksizin sinirlandirmalisiniz ayrica kafeinli icecekleri de
sinirlandirmalisiniz. Stres yönetimi, dinlenme eksersizleriyle
yasaminizdaki stresi azaltmak yüksek kan basincinizi düsürmede
yardimci olacaktir. Eger yukaridaki yöntemler kan basincinizi yeteri
kadar düsürmesse, doktorunuz ilaca baslayacaktir. Hipertansiyon
konusunda bircok ilac mevcuttur. Diüretikler, beta blokerlar, ACE
inhibitörleri genellikle kullanilan ilaclardandir. Doktorunuz etkili
olacak en düsük dozaji kullanacagindan dogru dozu veya kombinasyonu
bulmak haftalar ya da aylari alabilir. Muhtemelen hayatinizin geri kalaninda
yüksek kan basinci tedavisine devam etmeniz gerekecektir. Hastalar
ilaclarini kesmeden düzenli almalilar ve yan etkilerini hemen doktorlarina
bildirmeliler. Kan basincinizi kontrol ettirmeli ve kontrol muayenelerini
kacirmamalilar. Böylece hipertansiyonun komplikasyonlarini önleyebilir
ya da geciktirebilirsiniz. Hipertansiyondan kaynaklanan bazi sorunlariniz
varsa bile uygun tedavi komplikasyonlarin etkilerini daha azaltacaktir.
|
Hipertiroidizm Nedir?
Hipertiroidizm, kanin icinde cok fazla miktarda tiroid hormonunun dolastigi durumdur, genelde asiri calisan tiroid bezinden kaynaklanir. Tiroid hormonunu tiroid bezi üretir, Tiroid bezi boynun alt kisminda bulunur, trachea'nin cevresini sarilmistir ve sekli kelebege benzer, orta kisminda birlesen 2 lobdan olusmustur. Tiroid hormonu vücuttaki her hücresinin fonksiyonu icin gereklidir. Büyümeye ve kimyasal reaksiyonlarin hizini düzenlemede yardimci olur. Tiroid hormonlari nelerdir? Tiroid bezi iyotu tiroid hormonu yapmak icin kullanir. En önemli 2 tiroid hormonu tiroksin (T4) ve triiodotironin (T3)'dir. Tiroksinde molekül yapisina baglanmis 4 iyot molekülü vardir, triiodotironinde ise 3 iyot molekülü vardir. Iyot deniz ürünlerinde, ekmekte, sofra tuzunda bulunur. Tiroid hormonunun % 99'dan fazlasi kandaki proteinlere baglidirlar ve inaktiflerdir. Tiroid hormonunun sadece az bir kismi serbesttir. Serbest tiroid hormonu vücut hücreleriyle direkt iliskisi olan önemli ve aktif hormonlardir. Hücre metabolizmasini ve dolayisiyla organlarin hemen hemen hepsini düzenler. Normalde tiroid hormonunun yapim hizi beynin tabaninda yerlesik olan hipofiz bezi tarafindan kontrol edilir. Hücrelerin normal fonksiyonlari icin vücutta yetersiz tiroid hormonu oldugunda, hipofiz tiroid uyarici hormonu (TSH) salar. TSH sirayla tiroid bezini daha fazla hormon üretmesi icin uyarir. Bunun aksine fazla miktarda tiroid hormonu varsa, hipofiz bezi TSH yapimini durdurur. Daha sonra TSH seviyesi düser ve tiroid hormonu yapimi azalir. Bu mekanizma kanda bulunan tiroid hormonu seviyesini sabit oranda sürdürür. Bu olgu oda isisini düzenlemek icin kullanilan bir termostla paralellik gösterir. Isi yükseldiginde, termostat isiticiyi kapatir ve oda isisi normale düser. Yüksek seviyede tiroid hormonu bezin daha fazla uyarilmamasiyla sonuclanan TSH seviyesinin düsmesine sebep olur. Hipertiroidizme ne sebep olur? Graves hastaligi, toksik nodul veya guatr, asiri tiroid ilaci alimi veya iyot fazlasi hipertiroidizme sebep olur. Graves hastaligi hipertiroidizmin en genel sebebidir. Bu hastalik büyümüs tiroid bezinin asiri calismasiyla meydana gelir ve genellikle toksik guatr olarak bilinir. Graves hastaliginin 3 komponenti vardir, hipertiroidizm, gözlerde firlaklik (opthalmopati) ve deri lezyonlari (dermopati). Opthalmopati hipertiroidizmden önce, sonra ya da ayni anda olabilir. Ilk safhalarda isiga karsi duyarliliga, gözlerde kumlanma hissine neden olur, daha sonra ise cift görme ve görüntü kaybi olusur. Opthalmopati sigara icilmesiyle daha kötüye gider. Dermopati ise bacagin ön kisminda olusan nadir, acisiz, kirmizi kadifemsi deri isiligidir. Graves hastaligi aile fertleri arasinda tekrarlanabilir. Sigara, boyuna radyasyon verimi, ilaclar (interleukin-2 ve interferon-alpha) ve virüsler gibi enfeksiyon etkenleri Graves hastaligina yol acan faktörlerdir. Tiroid skenning, opthalmopati, dermopati, TSI (tiroid stimulating immunoglobulin) seviyesini belirlemek icin yapilan kan testiyle bu hastalik teshis edilir. TSI seviyesi Graves hastalarinda yüksektir. Tiroid bezinde bazen nodüller bulunur. Nodül fazla calisip asiri miktarda tiroid hormonu üretebilir. Bu duruma toksik nodül denir. Bircok sayida fazla calisan nodül oldugunda ise buna multinodüler guatr denir. Tiroid hormonu ilaclarinin asiri dozda kullanimi hipertiroidizme yol acabilir. Tiroid bezi iyotu tiroid hormonunu yapmada kullanir. Asiri miktarda iyot hipertiroidizme yol acabilir. Iyottan kaynaklanan hipertiroidizm genellikle guatr veya multinodüler guatr gibi daha önceden anormal tiroid bezi olan hastalarda görülür. Fazla miktarda iyot kalp problemi tedavisi icin kullanilan amiodarone (Cardorone) gibi belli ilaclarda bulunur. Tiroid bezi iltihaplanmasi (tiroiditis) hamilelikten veya bir viral hastaliktan sonra olusur. Tirioditis her iki durumda da gecici hipertiroid durumuyla sonuclanir. Iltihapli tiroid bezi hipertiroizmle sonuclanacak cok fazla miktarda hormonu kana salar. Akabinde tiroid bezi hormonunu bosalttigindan, hasta genellikle hipotiroidizm evresine girer. Bu durum 3 ile 6 ay arasi tiroid bezi tamamiyle düzelene kadar sürer. Tiroiditis, tiroid skenning'le teshis edilir. (oral yolla radyoaktif iyot alindiktan sonra tiroid bezinin resmi cekilir) Hipertiroidizmli isem kendimi nasil hissederim? Hipertiroidizmin baslangic safhasinda genellikle hicbir semptom hissedilmez. Semptomlar vaka kötülestikce daha belirginlesir. Semptomlar genellikle artan metabolizmayla ilgilidir. Tedirginlik, titreme, artan istaha karsi kilo kaybi, terleme, hizli kalp ritmi, isiya karsi dayaniksizlik, tuvalete cikmada artis genel belirtileridir, digerleri ise yorgunluk, zayiflik, uykusuzluk, sac dökülmesi, konsantrayonda azalma. Kadinlarda düzensiz ve azalan menstruasyon kanamalari. Hipertiroidizm kolayca ve tamamen tedavi edilir. Tedavi edilmemis hipertiroidizm kalp yetmezligiyle sonuclanabilecek düzensiz kalp ritmine ve gögüs agrisina, yüksek kan basincina sebep olur. Bu yasami tehdit edici duruma tiroid krizi denir. Doktorunuz hipertiroidizmi nasil teshis eder? El titremesi, terli avuc icleri, parlak kadifemsi deri, yumusak sac, hizli kalp ritmi ve büyümüs tiroid bezi olan hastalarda hipertiroidizmden süphelenilir. Gözlerin cevresinde kabarti ve üst göz kapaklarinin geriye kaymasina bagli olarak tipik dik dik bakislar vardir. Bu hastaligin ileri semptomlari kolayca ortaya cikarilir, fakat erken semptomlar özellikle yasli insanlarda göz pek carpmaz. Tüm vakalarda kan testi teshisi dogrulamak icin kullanilir. Tiroid hormonunun kandaki seviyesi direkt olarak ölcülür ve hipertiroidizmli hastalarda genelde yüksek cikar. Fakat hastaligin ilk ve baslangic evrelerinde hormon seviyesi normal olabilir ve sadece hastalik ilerledikce anormallesir. Diger taraftan primer hipertiroidizmin (fazla calisan tiroid bezinin sebep oldugu) tüm vakalarinda TSH seviyesi düsüktür. Bu yüzden kandaki düsük TSH seviyesi primer hipertiroidizmin en güvenilir testidir. Ikincil hipertiroidizm vakalarinda, hipofiz fazla miktarda TSH üretir. TSH ve tiroid hormonlari kanda yükselir. Tedavisi nasildir? Beta blokerlarla (inderal, tenormin, lopressor) hastalik kolayca tedavi edilir.Bu ilaclar tiroid hormonunun artan metabolik etkilerini giderir ancak seviyelerini degistirmez. Tedavi hipertiroidizmin tipine, siddetine, diger hastaliklara ve hastanin yasina göre degisir. Hipertiroidizm icin uygun olan kesin tedavinin 3 tipi cerrahi müdahale, radyoaktif iyot, antitiroid ilaclardir. Cerrahi müdahele Tiroid bezinin bir parcasinin cikarilmasi (tiroidektomi) hipertiroidizmin tedavisinin genel formlarindan biridir. Tiroidektomiyle tiroid hormonunun yapim kaynagini cikarilir. Cerrahinin amaci yeterli tiroid bezini cikarmaktir böylece normal miktarda tiroid hormonu üretilir. Eger cok miktarda bez cikarilirsa hasta cok az bir miktarda tiroid hormonu üretir. Bu durumda hasta sentetik oral tiroid hormonu olan levothyroxine'le tedavi edilir. Cerrahi müdahelede rastlanabilecek komplikasyonlar ses teli felci, düsük Ca seviyesiyle sonuclanacak paratiroid hormonunun yanlislikla alinmasi. Radyoaktif iyot Radyoaktif iyot agiz yoluyla 1 kür olarak alinir. Bazen dozaji tekrarlamak gerekebilir. Direkt tiroid dokusunun üzerine verilmek suretiyle tahribata yolacar. Bu yol 50 seneden fazla bir süredir hastaligin tedavisinde kullaniliyor. Hamilelik sirasinda veya meme sütü verenlerde radyoaktif iyotun kullanilmasi uygun degildir. Bu yolla tedaviden sonra ötiroid (normal) olmak 8 -12 haftalik zaman alir. Bu tedaviyi geciren hastalarin büyük cogunlugu sonunda hipotiroid olurlar , levotiroidle kolayca tedavi edilir. Antitiroid Ilaclar Antitiroid ilaclar tiroid hormonun yapimini durdurur. Amerika Birlesik Devletleri'nde propylthiouracil (PTU) ve methimazole (Tapazole) ilaclari kullanilir. Her ikiside hamilelik sirasinda kullanilmasina ragmen PTU daha tercih edilir. Her ikisi de deri isiliklerine (%5) neden olur ve ciddi enfeksiyon riskinin artmasiyla sonuclanan beyaz kan hücrelerinde azalma (%0.05) gelisebilir. Graves hastaliginda her 3 tedavi secenegi de uygundur. Gecmiste Graves hastaligi icin genel bir tedavi yolu olan tiroidektomi simdi antitiroid ilaclarini kullanamayan hamileler, radyoaktif iyot uygulanan ancak daha kalici bir tedavi yolu gerektiren özel vakalarda kullanilir. Antitiroid ilaclari kullananlarin % 20-50 iyilesme sanslari var. Kücük tiroid bezi ve hipertiroidizmin baslangicinda olanlarin ise iyilesme sanslari daha fazladir. Yapilan calismalar antitiroid ilaclarinin ve tiroid hormonunun es zamanli kullaniminin iyilesme sansini artirdigini savunmaktadir. Ancak en son yapilan calismalar bu teoriyi desteklememektedir. Ayrica yukarida belirtildigi gibi sigara icimi Graves hastaliginda göz anormalligi (opthalmopati) riskini artirmaktadir ve radyasyonlu iyotun etkisini ve opthalmopatide kullanilan kortizon tedavisinin etkisini de azalttigi gösterilmistir. Toksik nodül radyoaktif iyotla tedavi edilir ancak nodül cok büyükse cerrahi müdaleyle alinmasi tercih edilir. Antitiroid ilaclar toksik nodülün tedavisinde kullanilir ancak Graves hastaliginin aksine bu ilaclar sürekli kullanilmalidir. PTU ve tapazole bir kere durduruldugunda hipertiroidizm tekrar olusur. Toksik multinodüler nodülde tedavi secenekleri cerrahi müdahale, radyoaktif iyot ve antitiroid ilaclarin kesintisiz kullanilmasidir. Tiroiditisde hipertioidizm cok farkli tedavi edilir. Durum gecicidir ve cerrahi müdahale veya radyoaktif iyotun kullanimi tafsiye edilmez. Hastaya semptomlari icin beta bloker verilir. Aspirin veya ibuprofen (motrin), naproxen (naprosyn) gibi diger antiinflamatuar ilaclar iltihapli tiroid bezinin agrisini azaltir. Agir vakalarda bezin iltihaplanmasini azaltmaya yardim eden kortikosteroid kullanilir. |
Protein
Protein hakkinda ne düsünüyorsunuz? Protein kas yapisini olusturdugundan bir cogumuz icin protein canliligi ve dayanikliligi animsatir. Bu düsünceden dolayi bol miktarda protein yemenin bireyi daha güclü yapacagina inanilir. Yüksek proteinli, düsük CHO'li dietler her grup insan icin vazgecilmez olmustur. Ancak bu kadar fazla protein tüketmek bireyi daha güclü veya zeki mi yapar, peki bu kadar fazla protein tüketiminin saglik acisindan herhangi bir riski var midir? Protein'in rolü Proteinler vücutta bircok fonksiyonu yerine getirirler. Vücut fonksiyonlarini regule etmede önemli rol oynarlar ve yapisini olustururlar. Diger yönden zor durumda kalindiginda vücuda enerji de saglarlar. Proteinler hücrelerden tutunda bireyin sacina, derisine ve kaslarina kadar vücudun tüm yapisini olusturur. Kas yapisini olusturmasi yaninda, kasin konstraksiyon mekanizmasinda da rol alir. Hormonlar, enzimler, antikorlar, kan molekülleri protein yapilidir. Protein Gereksinimi Amerika' da yasayan insanlar günde 100 gramdan daha fazla protein alirlar, bu deger alinmasi gereken miktarin tam 2 katidir. Alinmasi gereken günlük protein miktari kilo basina 0.8 gramdir. Saglikli 70 kilo agirligindaki bir erkegin günlük ihtiyaci 56 gramken, saglikli 57 kilo gelen bir kadinin ihtiyaci 45 gramdir. Protein gereksinimini hesaplamak icin kullanilan diger yol ise toplam kalori alinimindaki yüzdesidir. Toplam kalorinin %60-65'i CHO'dan, %10'u proteinden ve %30'dan daha az kismi ise yagdan karsilanir. Diger bir deyisle, günde 2000 kalori alan bireyin 50 gram kadar protein almasi gerekir. ( 2000 kalori . %10 = 200 kalori, proteinde gram basina 4 kalori vardir, 200 / 4 = 50 gram protein) Proteinin her tipi birbiriyle özel kombinasyon ve sirayla bagli 20 degisik amino asitten olusur. Bunlardan 9 tanesi esansiyel amino asittir. Esansiyel amino asitler insan vücudunda yapilamazlar ancak dietten karsilanirlar. Hayvansal kaynakli besinlerde neredeyse tüm esansiyel a.a 'ler bulunur ancak bu bitkisel kaynakli besinler icin söz konusu degildir. Protein fazlasi ne yapilir? Protein tüketildiginde, amino asitlerine ayristirilir, absorbe edilir ve vücudun ihtiyacina göre yeni protein sentez edilir. Eger ihtiyactan daha fazla tüketilirse hem enerji olarak kullanilir hem de CHO veya yag sentez edilir. Amino asitlerden CHO veya yag sentez edildiginde, vücut her a.a grubundan bir nitrojen aciga cikarmalidir. Sonra bu nitrojen üreye katilacagi karacigere gönderilir. Fazla protein tüketen insanlarda daha fazla böbrek yetmezligi riski olusur.Bunun nedeni bir hipoteze göre söyle aciklamistir: yüksek proteinli dietlerin böbreklere zarar vermesi ve/veya daha fazla calismasina neden olmasi. Yüksek proteinli dietler idrar yoluyla kalsiyum kaybina sebep oldugundan osteoporoz riskini da artirir. Ayrica fazla protein alinimi sivi ihtiyacini da artirir söyle ki protein yaga veya CHO'a oranla metabolize edilmesi icin 7 kat daha fazla su gerektirir. Fazla su alinimi fazla idrara cikmayla sonuclanir bu durum ise su kaybini dramatik sekilde artirir. Sivi kaybi yüksek proteinli diete baslayan bireylerde belirgin sekilde kilo kaybinin bir numarali sebebidir. Fazla miktarda protein iceren dietler ayni zamanda fazla kalori ve yagda icerir bu yagin cogunlugu sature yagdir. Fazla miktardaki sature yag kalp hastaligina ve krizine davetiye cikarir. CHO, protein, yag kökenli olursa olsun enerji fazlasi yag olarak depolanir. Anlasiliyor ki daha fazla kas yapmak icin protein tüketimini artiran birey kasdan daha fazla yag kazanir. Sonuc Protein tüketiminin toplam kalori tüketiminin sadece %10'unu olusturmasi en iyi izlenecek yoldur. Mercimek, soya fasülyesi gibi baklagiller ayrica bugday, yulaf ezmesi gibi tahillarda protein acisindan zengindirler. Eger hayvansal kaynakli ürünler tüketiliyorsa az yagli et, ve deniz ürünleri tercih edilmelidir. |
Alzheimer
Alzheimer beyin hücrelerine zarar veren bir hastaliktir. Hücrelerdeki bu yikim hafiza, düsünme, konusma gibi zihinsel faaliyetlerde azalmaya neden olur. Hastalik 40'li ve 50'li yaslarda olabilecegi gibi esas olarak 65 ve daha üst yas grubunu etkiler. 65 yas üzeri her 10 insandan 1'ine Alzheimer teshisi konulur. Arastirmalarda Amerika'da yaklasik 4 milyon Alzheimer hastasinin yasadigi belirlenmistir. Nasil meydana gelir? Arastirmalarda Alzheimer hastasi bireylerin beyin dokusunda kimyasal ve yapisal degisikliklerin meydana geldigi anlasilmistir. Bu degisim bireyin bilgiyi saklama ve kullanma kabiliyetinin önüne gecmektedir. Ancak henüz beyindeki bu degisimin neden meydana geldigi bilinmemektedir. Alzheimer'li hastalarin % 5- 10'unda diger aile bireylerinde de bu hastalik mevcuttur. Bu bireyler 65 yas öncesi de Alzheimer semptomlarini göstermislerdir. Arastirmacilar Alzhemer'in bu formuna neden olan genler bulmuslardir. Semptomlari Semptomlar bireyden bireye ve hastaligin seyrine göre degisir. Ilk semptomu unutkanliktir. Yaslanan herkes hafiza problemleri baslar fakat Alzheimer 'in erken safhasinda olan bireylerde bu problem yasitlarina göre oldukca farkedilir düzeydedir. Insan isimlerinin veya esyalarin yerlerini unutmak hastaligin tipik semptomlaridir. Bireyin dikkat süresi kisalir ve konsantrasyonda güclük ceker. Daha sonraki evrelerde hafiza kaybi daha ciddilesir. Bireyin ailesi ve yakinlari hastadaki hafiza kaybini ve yazilari anlamada güclük cektigini farkederler. Hastalik ilerledikce hasta önemli olaylari, gecmisini unutur ve parasal isleri yapamaz hale gelir. Alzheimer'in son safhalarinda bireyin zihni karisir ve kendi hakkindaki gercekleri hatirlayamaz hale gelir. Tanidik objeler ve insanlar yabanci gelir. Kisisel ve duygusal degisimler meydana gelir. Kuruntu, halüsinasyonlar, anksiyete ve motivasyon kaybi olusur. Alzheimerli hastalar disaridan yardima karsi cikabilirler. Basta yardim olmadan yemek yerler fakat beyin faaliyetleri azaldikca konusma, hareket kabiliyeti kaybolur ve kisisel bakimini yapamaz hale gelir. Nasil teshis edilir? Hastaligin kesin teshisi ölümden sonra beyin dokusunun incelenmesiyle anlasilir. Fakat teshis hasta hayattayken gösterdiigi semptomlarla ortaya cikar. Hastalik icin hicbir teshis testi olmamasina ragmen hafiza testi yapmak teshisde yardimci olur. Beyin taramasi tedavi edilen beyin faaliyetlerinin herhangi bir sebebi olup olmadigini anlamada kullanilir. Alzheimer semptomlarina benzer semptomlara neden olan ve tedavi edilebilen bir durum olan depresyonlarin olusumunu önlemek önemlidir. Tedavisi Alzheimer hastaliginin hicbir tedavisi yoktur. Uygulanan tedavinin amaci mümkün oldugu kadar bireyin zihinsel ve fiziki fonksiyonlarini sürdürmesini saglamaktir. Ilac kullanimi faydalidir. Bazi uzmanlar Tacrin (Connex) ilacinin erken safhalarda kullaniminin hafiza kaybi gelisimini yavaslatigi görüsündelerdir. Diger ilaclar ise anksiyete ile mücadelede, depresyon tedavisinde ve uyku düzenini saglamada yardimci olmada kullanilir. Hastaligin etkileri ne kadar sürer? Birey ölene kadar beyin fonksiyonlari kötüye gider. Ölüm ise hastaligin teshisinden 3-20 yil arasinda degisir. Alzheimer'li hastada dikkat edilmesi gerekenler Hasta mümkün oldugunca aldigi tedavinin tipine karar vermede aktif rol almalidir. Bagimsizligin ve kendisini bakabilme yeteneginin kaybindan dolayi meydana gelen yalnizlik korkusu ve utanma duygusu Alzheimer'li hastalarda büyük sorundur. Birey samimi güvene ihtiyac duyar. Hastanin kendisi ve ona bakan aile bireyleri arasinda iyi denge kurulmalidir. Hastaliktan korunmak icin ne yapmali? Alzheimer'in henüz nedeni bilinmediginden korunmanin herhangi bir yolu da bilinmemektedir. Son yapilan calismalarda nörobiyolojik alanda önemli ilerlemeler saglanmistir. Bu gelismeler spesifik tedavinin gelistirilmesinde umutlari artirmistir. Erken teshis ve mental azalmada erken tedavi arastirmalari halen devam etmektedir. Ailesinde Alzheimer hastasi bulunan bireylerin düzenli uzman kontrollerine gitmeleri önemlidir. Erken teshis tibbi ilerlemeler gelistigi sürece avantaj saglayacaktir. |
romatoid artrit
Romatoid artrit mikrobik olmayan eklem inflamasyonudur, vücudun diger bazi dokularinda da bozukluklara neden olur.Atritin en yaygin seklidir. Vücuttaki bircok eklemi etkiler sonucta kemikde,tendonda, ligamentde ve kikirdakta zarara neden olur. Hastalik her yasta görülür ancak kadinlarda erkeklere oranla daha fazla rastlanir. Nedeni? Romatoid artritin sebebi henüz kesin bilinmemektedir.Hastaligin olusmaya yatkinligi kalitimsal olabilir ancak diger faktörlerde etkilidir. Bircok bilim adami hastaliga enfeksiyonun yol actigini düsünmekteler fakat henüz ellerinde bunu kanitlayacak bir bir bulgu yok. Otoimmun hastaligidir, bunun anlami: vücudun kendi hücrelerini yabanci algilamasi ve ona saldirmasi. Sonucta eklemler iltihaplanir, iltihapli eklemde sicaklik,kirmizilik,sislik,hassaslik, agri ve yürümede güclük yasanir. Iltihap el ve ayak bileginde, el eklemlerinde, omuzda, boyunda, cenede, kalcada, dizde ve ayakta meydana gelir. Semptomlari Istah kaybi, kilo kaybi, ates, yorgunluk, agri, sabah sertligi, genellikle dirsek cevresine yumru, kuru agiz ve gözler RA'in semptomlaridir. Romatoid artrit bilegi ve bircok el eklemini etkiler fakat basparmagin haricinde el parmaklarina yakin olanlar eklemleri degil. Bunun tersine osteoartrit basparmagin oynak yerinin el parmaklarina yakin olan eklemleri de etkiler. RA eklemleri simetrik olarak tutar söyle ki eger sag basparmagin oynak yeri iltihaplanmissa sol elin basparmaginin oynak yerinin de iltihaplanmasi olagandir. Bu simetri artritin diger tiplerinde bulunmaz. Teshisi Laboratuar testleri ve x-ray uygulanir. Kan testinde anemi veya 'romatoid faktörü' antikoru bulunabilir, fakat hastanin RA olup olmadigini kesin gösteren kan testi bulunmamaktadir. Tedavisi RA henüz tedavisi yoktur. Tedavinin amaci agriyi azaltma, inflamasyonu azaltma, eklem hasarini yavaslatmaktir. Kullanilan ilaclar aspirin, non-steroidal anti-inflamatuar ilaclar (NSAID), kortizon ve prednison gibi kortikosteroidler, altin tuzu (Myochrysine, Solaganal), methotrexate (Rheumatrex), hydroxychloroquine (Plaquenil) ve diger antimalarial ilaclar, sulfasalazine (Azulfidine), D-penicillamine (Depen, Cuprimine), azathioprine (Imuran) ve cyclophosphamide (Cytoxan) gibi immun baskilayici ilaclar, acetaminophen veya codein gibi agri kesiciler. Eklemler sicak ve siskin oldugunda dinlenme iyi gelir. Eklemlerin güclenmesi icin pasif eksersiz uygulanmasi gerekir. Iklim degisimi RA dünyanin her bölgesinde meydana gelir bu yüzden iklim romatoid artritten ne korur ne de tedavi eder. Bircok hasta iklimdeki beklenmedik degisimin veya barometrik basincin RA'i kötülestirdigini fark ederler. Bircok RA'li bireyde iklimi farkli olan bir yere tasinmak saglik durumlarinda büyük degisiklik yapmaz. Sonuc RA'li hastalar dinlenme ve eksersiz arasinda iyi bir denge kurmalilar. Hastalik aktiflestiginde dinlenme, diger zamanda ise eksersiz yapmalari iyi gelir. Protein ve kalsiyum icerikli dengeli diet, sigarayi birakmak ve düzenli check-up uygulanmalidir. |
Anemi
Anemi, kandaki alyuvarlarin veya hemoglobinin miktarinin normalden az olma durumudur. Anemi genelde kan tahlilleriyle tespit edilir. Kan tahlilinde, farkli tipdeki kan hücreleri sayilir. Günümüzde kan sayimi makinalar tarafindan otomatik yapilmaktadir. Kan tahlilinde 6 test yapilmaktadir. eritrosit sayimi hematokrit hemoglobin beyaz kan hücreleri diferansiyal kan sayimi trombosit Sadece ilk üc test, eritrosit, hematokrit ve hemoglobin, anemi teshisinde kullanilir. Eritrosit ( kirmizi kan hücresi) sayimi nedir? Eritrositler kanda en yaygin bulunan kan hücreleridir. Normalde kadinlarda 100ml kanda 4.8 milyon, erkeklerde 5.4 milyon eritrosit bulunur. Kirmizi kan hücre sayimi eritrosit sayisinin düsük mü (anemi) veya yüksek mi (polisitemi) oldugunu, büyüklügünü tespit etmek icin yapilir ve aneminin teshisinde kullanilir, eger anemi varsa, ne tip anemi oldugu da anlasilir. Hematokrit nedir? Hematokrit, eritrosit sayisinin yüksek mi, normal mi veya düsük mü oldugunu anlamada cok güvenilir bir yoldur.Hematokrit özellikle kanin ne kadarinin eritrositten yapildiginin ölcüsüdür. Hematokrit nasil yapilir? Parmaktan kan damlasi alinarak cam tüpün icine konulur.Kan örnegindeki alyuvarlar uygun sartlar altinda sentrifujde dönen tüpe konulur. Daha sonra kirmizi kan hücresi bulunan tüpün orani ölcülür. Bu oran 45% cikarsa, hematokrit 45'dir. Hemoglobin nedir? Hemoglobin kirmizi bir pigmenttir. Kirmizi kan hücrelerine ve kana kirmizi rengini verir.Fonksiyonel olarak, hemoglobin akcigerlerde O2'le birlesen anahtar kimyasal bilesiktir ve O2'i akcigerlerden vücuda tasir. Oksijen hücrelere enerji üretmeleri icin gerklidir. Kan ayrica enerji üretiminin artik ürünü olan CO2'i havaya geri verildigi akcigerlere tasir. Düsük hemoglobin seviyesi ne demektir? Düsük hemoglobin seviyeli insanlar anemilidir. Hemoglobin seviyesi düsük oldugunda eritrosit sayisi ve hematokrit de düsüktür. Anemili insanlarda O2'in vücuda dagilimi yetersizdir. Aneminin semptomlari nelerdir? Halsizlik, kolay yorulma, solgunluk, düzensiz kalp atislari ve nefes darligi aneminin semptomlari arasindadir. Aneminin nedenleri nelerdir? Anemiye sebep olan bircok neden vardir. Demir eksikligi Kadinlar her ay menstruasyon sirasinda kaybettikleri kandan dolayi erkeklere göre anemiye yakalanma sanslari daha yüksektir. Yetiskinlerde demir eksikligi kronik kan kayiplarindan kaynaklanir. Menstruasyon veya kolon kanseri gibi tekrarlayan kanamalar buna örnektir. Ayrica anemi aspirin ve ibuprofen gibi gastrointestinal kanamalara sebep olabilecek ilaclardan da gelisebilir. Bebek ve cocuklarda ise genelde dietteki demir eksikliginden anemi gelisir. Akut kan kayiplari Ic kanamalar (ülser kanamalari) veya dis kanamalar kisa zaman icerisinde anemiyle sonuclanir. Genler Kalitsal bozukluklar eritrositlerin yasam süresini azaltir ve orak hücreli anemide neden olur. Ayrica kalitimsal bozukluklar hemoglobinin yapimini zayiflatarak alfa ve beta talasemi'ye neden olur. Diger nedenler V12 eksikliginde pernisyöz anemi Folik anemi eksikliginde folik asit anemisi Antikorlarin alyuvarlarin yüzeyine yapismasi alyuvarlarin parcalanmasiyla hemolitik anemi gelisir. Kemik iligi hastaliklari da anemiye sebep olur. Aneminin tedavisi nasildir? Aneminin tedavisi tipine göre degisir. Bazen demir verilir bazen ise kan transfüzyonu yapilr. |
Diabetes Mellitus
'Diabetes' Yunanca'da asiri susama ve idrar yapma, 'mellitus' ise bal anlamina gelmektedir. Tip'da 'diabetes mellitus' halk dilinde ise seker hastaligi diye gecer. Diabetin bir cok tipi vardir, en cok rastlanan 3 tipi ise Tip1, Tip2 ve hamilelik sirasinda olusan diabet hastaligidir. Bu 3 tip arasinda ufak farklar vardir ancak hepsinde genel olan sekeri -glikozu- kandan hücrelere tasiyamamasi ya da az tasimasidir. Diabet hastasi olsun olmasin herkesin kaninda glikoz vardir, glikoz dietle karsilanir. Sindirim sistemi CHO'i glikoza cevirir daha sonra ise ince barsaktan kana absorbe edilir. Diabet hastaligi olmayanlarda pankreasin yaptigi hormon olan insulin glikozu sorunsuz kandan hücrelere tasir. Fakat diabetli kisiler ya ürettikleri glikozu yeterli kullanamazlar ya da insulin üretemezler.Insulin olmadan glikoz hücrelere tasinamaz ve kanda birikir böylece hiperglisemi tablosu ortaya cikar. Hiperglisemi asiri susamaya, yorgunluga, cok idrara cikmaya, bulanik görmeye neden olur. Kanda asiri glikoz bulunmasi belli süre sonra ciddi saglik sorunlarina sebep olur. Bu sorunlar: Kalp hastaliklari, felcler ve damar ( Kardiovasküler) hastaliklari. Kardiovasküler hastaliklar ölümle sonuclanabilecek rahatsizliklarin basinda gelir fakat nondiabetlilerle karsilastirilirsa diabetlilerin daha fazla riskle karsi karsiya kaldiklari görülmüstür. Böbrek hastaliklari: Ölümcül olabilir. Göz hastaliklari: Körlüge neden olabilir. Sinir sistemi hastaliklari: özellikle ayak ve bacaklarda ciddi enfeksiyonlara neden olur. Bu komplikasyonlara ek olarak, diabet ölümle sonuclanacak hastaliklarin basinda gelir diger taraftan kan glikoz seviyenizi mümkün oldugu kadar normale yakin tutarsaniz bu komplikasyonlar önlenebilir. Diabet mellitus'a neyin sebep oldugu tam olarak bilinmemektedir ancak genetik ve cevresel faktörler, viral enfeksiyonlar, zayif diet ve durgun yasam sekli bu hastaliga zemin hazirlamaktadir. Tip 1 diabet veya Insuline bagli diabetes mellitus Tip 1 diabetliler insulin üretemezler ve glikoz dengesini normal seviyede tutmak icin düzenli insulin ignesi olmalari gerekir. Tip1 diabetlilerin yaklasik yarisi 20 yas veya daha genctirler. Bu yüzden juvenil diabet de denir. Tip1 diabet hastalarda % 5-10 oraninda görülür, büyük cogunluk tip2 diabete sahiptir. Risk Faktörleri Ailede ayni hastaliga sahip olan varsa görülme orani daha fazladir. Beyaz irk Yasin 20'den az olmasi: tip1'li hastalarin cogu 20 yasindan kücüktürler. Sebepleri Genetik Faktörler: Diabetli ailelerin cocuklari kesin seker hastasi olacak demek degildir. Fakat bilim adamlari kalitimin önemli rol oynadigindan süphelenmektedirler. Arastirmalar tip1 diabet riskini artiran bir cok gen bulmusturlar ancak henüz hastaliga neden olan tek bir gen bulunamamistir. Otoimmunite hastaliklari:Otoimmunite hastaliklarinda immun sistem vücudun kendi hücrelerini yokeder. Tip1 diabette ise immun sistem pankreasda insulin üreten hücreleri (beta hücreleri) öldürür. Virüsler: Viral enfeksiyon sonrasi tip1 diabette genelde artis gözlenir. Kabakulak kizamikcik, cocuk felci virüsü direkt bu hastaliga neden olmazlar. Bu virüslerin yapisinda insülin üreten beta hücrelerine benzeyen protein vardir. Immün sistem beta hücrelerini virüsün proteinleriyle karistirir ve onlari yok eder. Inek sütü: Bazi calismalar bebeklik zamaninda inek sütü tüketiminin tip1 diabet riskini artirdigini ileri sürmektedir. Inek sütü beta hücrelerinde bulunan protein yapisina sahip proteine sahiptir. Bu konuda üretilen teori ise bebek inek sütü proteinine antikor üretir ve daha sonra yapica benzedikleri beta hücrelerini yok eder. Inek sütü her zaman tartisilmistir ve son zamanlarda Colorada üniversitesinin yaptigi arastirmalar bebeklik döneminde icilen inek sütüyle tip1 diabet riskinin artmasi arasinda hicbir baglanti bulunamamistir. Tip 2 veya Insüline bagli olmayan diabetes mellutus Diabetlilerin % 90-95 tip2'dir. Tip2 diabette insülin üretilir fakat hücreler insüline direnclidir. Bu hormona hücreler cevap vermezler böylece glikoz kanda birikir.Insülin direnci kilo artisi ve fiziksel aktivitenin azalmasiyla artar. Tip2 diabetlilerin cogunun yasam bicimi durgundur ve asiri sismandirlar. Boyla kilo arasinda ideal ölcüden en az %20 oraninda fazlalik vardir. Bazi hastalar insülin enjekte ederler fakat hastalik kilo kaybi, eksersiz ve agizdan diabet ilaclari kullanilarak kontrol edilir. Risk faktörleri genetik faktörler,irk yas: tip2 diabetli hastalarin cogu 30 yas üstüdür. fazla kilo ya da asiri kilolu olmak: insulin direnci kiloyla artar. durgun yasam bicimi:Insülin direnci eksersiz yetersizligiyle artar. gebelik döneminde diabet hastaligina yakalanmak: Bu diabet tipi yillar sonra tip2 diabet riskini artirir. Bazi ilaclarin kullanilimi: diüretikler (yüksek kan basinci icin kullanilan) , steroidler (inflamatuar durumlarda) tip2 diabet riskini artirir. Sebepleri Kesin bir nedeni yoktur, fakat tip1 ve tip2 diabette aile yatkinligi söz konusudur. Gercekte genetik faktör tip2'de daha kuvvetli neden olarak görülür. Bilim adamlari henüz hastaliga neden olan tek bir gen bulamamislardir. Arastirmacilar ayrica sismanliga genetik yatkinligin neden olabilecegini tartisiyorlar. Asiri sismanlik tip 2 diabete sebep olan önemli faktörlerden biridir. Hastaligin %45'i asiri sismandir. Henüz aciklanamayan nedenlerle , asiri vücut yagi tasimak insülin direncini artirmaktadir. Bu nedenle kilo kaybi insülinin daha etkin kullanimini saglar. Kilonuzu nerede tasidiginiz ne kadar tasidiginiz kadar önemlidir. Kiloyu kalcalarinin üstünde tasiyanlar (elma vücut) kiloyu kalcalarinda tasiyanlara (armut vücut) oranla tip2 diabete yakalanma sanslari daha fazladir. Yas diger bir unsurdur. Fakat yasin mi tip2 diabete neden oldugu yoksa insanlarin fiziksel aktivite yetersizligi sonucu kilo artisinin mi neden oldugu acik degildir. Hamilelik sirasinda olusan diabet Daha önce diabeti olmayan ve sadece hamilelik sirasinda gelisen diabet türüdür. Her yil yaklasik 135000 hamile kadinda görülür ve sonucta hamilelik bitiminde bu tip diabet sona erer. Fakat arastirmalar %40 oraninda bu tip diabetin 15 yil icinde tip2 diabete neden olacagini göstermistir. Tüm hamile kadinlarin 24. ve 28. hafta arasinda diabet testi yaptirmalilar. Risk faktörleri genetik nedenler, asiri sismanlik, irk Nedenleri Hormonlar: Hamile kadinlar bebegin gelisimi icin cesitli hormonlar üretirler. Fakat bu hormonlar kadinlarin insülini yeterli kullanmalarini zorlastirir ve insülin direncine neden olur. Genellikle insüline direnc 24. haftada ortaya cikar. Genetik: Hamilelik sirasinda olusan diabetin ve tip2 diabetin insulin direncine bagli gelistiginden arastimacilar bu iki hastaligin da genetik faktörlere dayandigini düsünmekteler. |
Viral Hepatit & Non-viral Hepatit
Hepatit karacigerin iltihaplanmasidir. Hepatit viral veya non-viral olabilir ayrica kronik ya da akut seyredebilir. Viral hepatitin 5 ana formu vardir: Hepatit A, B, C D ve E. Hepatit A Saglik kosullarinin yetersiz oldugu alanlarda yaygindir. Fecesle kontamine olmus yiyeceklerin yenmesi veya suyun icilmesiyle bulasir. Ayrica oral-anal cinsel iliski sirasinda da bulasir. Enkübasyon süresi 2-6 haftadir. Hepatit A akut seyreder fakat kronik enfeksiyonla sonuclanmaz. Her yil Amerika'da yaklasik 150.000 insan hepatit A'dan enfekte olmaktadir. Hepatit B Cinsel iliski, kan transfüzyonu, enfekte insanin kanina maruz kalma, uyusturucu kullananlarin ayni igneyi kullanmalari, enfekte birisiyle ayni tras bicagini kullanma , kulak delme aletleriyle bulasir ayrica dogum sirasinda anneden cocuguna da gecebilir. Hepatit B AIDS'den daha bulasicidir. Her yil yaklasik Amerika'da 5 bin insan bu hastaliktan ölmektedir. Enkübasyon süresi 4-25 haftadir. Hepatit B vakalarinin %90'i akut seyreder, diger %10'luk kisim kroniklesir daha sonra ise siroza ve karaciger kanserine dönüsür. Enfekte olanlarin % 5-10'u tasiyici olurlar ve hicbir semptom göstermezler bu insanlara asemptomatik tasiyicilar denir. Ayrica saglik sektöründe calisanlar, enfekte olmus birisiyle ayni evi paylasanlar, kronik böbrek yetmezligi hastasi olanlar Hepatit B'ye yakalanma riskini artirirlar. Hepatit C Kan transfüzyonu ve uyusturucu kullananlarin ayni igneyi kullanilmalariyla gecer. Anneden cocuguna ve cinsel iliskiyle daha seyrek bulasir. Enkübasyon süresi 5-10 haftadir, % 15'i akut seyreder, diger % 85' kroniklesir, sirozla ve karaciger kanseriyle sonuclanir.Uzun dönem hemodializ hastasi olanlar, saglik sektöründe calisanlar, dövme, manikür/pedikür veya akapunktur yaptiranlar Hepatit C'ye yakalanma acisindan risk tasimaktadirlar. Hepatit D Hemofili hastalarinda ve IV ilac kullanan Hepatit B virusü tasiyicilarinda görülür. Hepatit D akut ya da kronik olabilir. Akut HBV enfeksiyonlarinin yaklasik %4'ü Hepatit D'yle birlikte görülür. Hepatit E Hepatit A'yla birlikte görülür fakat farkli bir virüs neden olur. Fekal kontaminasyonla bulasir. Akut seyreder, kronik enfeksiyona sebep olmaz. Non-viral Hepatit Alkolik Hepatit Asiri alkol tüketimi neden olur. Alkolik hepatit siroza neden olabilir. Toksik Hepatit Karbon tetraklorid, vinil klorid, trikloridetilen gibi toksinlerin alinmasi veya zehirli mantarlarin tüketilmesiyle olusur. Tuberküloz tedavisinde kullanilan isoniazid, yüksek kan basinci tedavisinde kullanilan methyldopa ve agri kesici acetaminophen, antibiotik erythromycin gibi cok amacli kullanilan ilaclar alkolik hepatite neden olur. Otoimmun hepatit Immün sistem karacigere saldirir sonucta karaciger iltihaplanir ve siroza neden olur. Otoimmun hepatit hastalarinin % 70'ini kadinlar olusturur. Semptomlar Hepatit virüsüyle enfekte olmus bir kisinin ilk karsilasacagi semptomlar hafif ates, kas ve eklem agrisi, mide bulantisi, kusma, ishal, istah kaybi,karinin sag tarafinda agri, gücsüzlüktür. Durum daha kötülestiginde ise sari deri ve göz aki, koyu idrar, irin bulunan acik renkli feces, kasinti, alkolik hepatitte büyümüs dalak, basagrisi, dolasim sorunlari, ruhsal degisimler, bas dönmesi rastlanan komplikasyonlardir. Tedavisi Hepatit A ve E icin hicbir tedavi yolu yoktur sadece mide bulantisi , kusma, ishal gibi semptomlar kontrol altina alinmaya calisilir. Bireysel hijyen ve cevresel saglik kosullarinin iyilestirilmesi hastaligin yayilmasini önlemede etkilidir. Hepatit A hastalarinin büyük bir kismi hicbir ciddi etki birakmadan iyilesmektedir. Hepatit B ise iyi dinlenmeyle ve protein/CHO icerikli iyi bir dietle tedavi edilir. Eger hastalik gecmesse antiviral ajan interferon kullanilir ayrica karaciger transplantasyonu diger bir tedavi secenegidir. Kronik hepatit C virusü icin kullanilan tedavi yolu interferon alfa-2b'dir. Arastirmacilar interferon-ribavirin, interferon-amantidine ve interferon- nonsteroid anti inflamatuar ilac kullanim kombinasyonlarini test etmektedir ayrica hastaligin tedavisinde karaciger transplantasyonu kullanilmaktadir. Alkolik hepatit icki tüketiminin kesilmesi, iyi beslenme ve dinlenmeyle tedavi edilir. Otoimmün hepatit kortikosteroidlerin uzun dönem kullanimiyla gecer böylece immun sistem cevabi baskilanir ve iltihaplanma azalir. Toksik hepatit zararli maddeyi vücuttan tamamen temizlemekle tedavi edilir. Bazi vakalarda hepatit karacigere ciddi zararlar verir, böyle bir durumda karaciger fonksiyonunu yapamaz hale gelir ve transplantasyon tek caredir. |
Kolesterol
Kolesterol insan yasami icin onemlidir. Hücre membraninin yapi tasidir, östrojen ve testesteron gibi sex hormonlarinin yapiminda kullanilir ve sindirime yardimci olmasi icin safra asitlerine dönüstürülür, beyin ve sinir dokusunda bulunur. Bu fonksiyonlari yerine getirmek icin karaciger yeterince kolesterol üretmektedir. Kan dolasimindan hücrelere lipoprotein adli özel proteinlerle tasinir. Lipoprotein trigliserit ve kolesterolden olusmustur, fosfolipitlerle cevrilidir ve dis yüzeyinde kan dolasiminda rahatca hareket etmesi icin su gecirmez proteinler bulunmaktadir. Lipoprotein tip icerdikleri protein, kolesterol, trigliserit miktarina göre degisir. Enönemli lipoproteinler HDL (high density lipoprotein) ve LDL'dir(low density lipoprotein). Kolesterol et ve organ etleri ve süt ürünleri gibi hayvansal kaynaklarda bulunmaktadir. Bitkisel kaynakli besinlerde kolesterol bulunmamaktadir. Kolesterol kalp hastaliklarina nasil yol acar? LDL lipoprotein 'kötü' kolesterol olarak bilinir cünkü yükselmis LDL kolesterol koroner kalp hastaligi riskini artirir. LDL oksitlenir ve arter duvarlarina cöker bu duruma atheroskleroz ya da damar sertlesmesi denir. Kalp kaslarina O2 ve kan getiren damarlara koroner arter denir. Koroner arterler atherosiklerozis'den dolayi daralirsa yeterli kan ve O2 saglamakta güclük cekerler. O2 yetersizligi kalp krizine götürebilecek gögüs agrilarina neden olur . Her yil Amerika'da yaklasik 600.000 kisi bu nedenle kalp krizi gecirmektedir. HDL büyük miktarda protein ve az bir miktarda da kolesterol icermektedir. Ayrica kolesterolün arter duvarlarindan atilmasina da yardimci olur ve bireyi atheroskleroza karsi korur bu nedenle 'iyi' kolesterol olarak da bilinir. Koroner kalp hastaligi risk faktörleri Yükselmis kolesterol, sigara icimi, yüksek kan basinci, 45 yas sonrasi erkekler ve 55 yas sonrasi kadinlar, sismanlik risk faktörlerindendir. Sigara icimine ve kan basincina ek olarak kan kolesterolü de koroner kalp hastaliginda kontrol edilebilir risk faktörlerindendir. Kan kolesterolünü düsürmek arter sertlesmesini de yavaslatir ve plak olusumunu durdurur. Klinik calismalar kolesterol seviyesinde %1'lik azalmanin kalp krizi riskini %2 azalttigini göstermistir. Kolesterol seviyesi 20 yas üzeri bireylerin her 5 senede bir kolesterol seyiyelerini ölctürmeleri önerilir. IYI SINIR KÖTÜ total kolesterol 200'den az 200-240 240'den fazla HDL kolesterol 45'den fazla 35-45 35'den az LDL kolesterol 130'dan az 130-160 160'dan fazla * Degerler mg/dl cinsindedir. Trigliserit miktari 200mg/dl'nin üzerine ciktiginda cok yüksek sayilir. Trigliserit nedir? Trigliserit yagin ana formudur. Seviyesi yag miktari ve alkol alinimiyla etkilenir. Yüksek trigliserit (500'den fazla) pankreas iltihaplanmasina sebep olabilir. Trigliserit miktari ac karnina ölcülmelidir. Kolesterol seviyesini ne etkiler? Hem kalitimin hem de dietin bireyin LDL, HDL ve total kolesterol seviyesinde büyük bir etkisi vardir. Her 500 hastadan birinin kalitimsal olarak LDL kolesterol anormalligi vardir. Bu hastalarin yag alimlari normal seviyede olsa bile kan kolesterolleri yüksektir. Doymus yaglarin kullanimi kan kolesterolünü artirir. Biliyoruz ki yaglar doymus ve doymamis olarak 2'ye ayrilir. Doymus yaglar ette ve süt ürünlerinde bulunur. Doymamis yaglar ise bitkisel yaglarda bulunur. Doymus yaglarin aksine doymamis yaglar kan kolesterolünü artirmaz hatta bazen düsürür. Yüksek kolesterol ve trigliserit nasil tedavi edilir? Diet, kilo kaybi ve düzenli eksersiz en önemli adimlardir. Diette doymus yaglarin azaltimi kolesterolü düsürmenin en etkili yoludur. Kolesterol aliniminin günde 300 mg'da limitlemek komplex karbonhidrat tüketimini artirmak kolesterol miktarini % 10-15, trigliserit miktarini da %15-20 oraninda azaltir. Diger yönden diet degisimine ragmen halen yüksek kan kolesterolü devam eden bireylerde ilac terapisi uygulanir. Niacin yeterli seviyede verildiginde total kolesterol ve trigliserit miktari azalir ve HDL miktari artar. Ancak yüzde ve deride meydana gelen kizariklik hissi en yaygin yan etkisidir. Ayrica karaciger iltihaplanmasina da yol acabilir. Cholestyramine (Questran) ve colestipal (Colestid) safra tuzunu barsakta baglar ayrica yagin ve kolesterolün fecesle atilmasini saglar. Kolesterolü %20 azaltir ancak trigliserit seviyesini artirir. Bu ilaclarin mide bulantisi, konstipasyon, siskinlik ve hazimsizlik gibi yan etkileri vardir. Diger yandan mideden ve barsaktan diger ilaclarin absorbsiyonlarini engeller. Gemfibrozil (lopid) 'in kolesterolü azaltmada etkisi limitlidir, fakat etkili sekilde trigliseriti düsürür, HDL seviyesini %40 artirir. Yan etkilerine fazla rastlanmaz. En etkili ve yaygin kullanilan ilaclar karacigerde kolesterol yapimini bloke eder. Bu ilaclara statin adi verilir. Total kolesterolü %25, LDL miktarini %35 azaltir ve HDL miktarini %10 artirir. Bazi hastalarda tek ilacin kullanimi yeterli olmayabilir, böyle hastalarda birden fazla kolesterol düsürücü ilac kombinasyon halinde uygulanir. Örnegin cholestyramine veya colestid niasinle, gemfibrozil ya da statin ilaclarla kullanilir. This article is used with permission |
akut kulak iltihabi
Orta kulak iltihabidir. Orta kulakta iltihabi (seröz otitis media) orta kulakta fazla sivinin birikmesiyle meydana gelir. Bunun nedeni hem orta kulakta asiri sivi salgilanmasidir hem de östaki borusunun kapali olmasidir. Fazla sivinin bulunmasi kulagi irite ve iltihapli hale getirir. Sivinin yaptigi basinc kulak zarinin yirtilmasina yol acabilir. Bunun tersine yirtik kulak zari bakteri ve viruslerin orta kulaga girmesine yol acarak yine iltihaba yol acar. Kulak enfeksiyonlari her 100 kisinin 3'ünde görülür. Herkesi etkileyebilir ancak cocuklar arasinda daha yaygindir cünkü östaki borusu kisa, dar ve yetiskinlere göre daha horizontal yapidadir. Enfeksiyonlara karsi vücut direncini azaltan hastaliklar, kalabalik ya da sagliksiz yasam kosullari, genetik faktörler, yüksek rakim, soguk iklim, bebeklerin biberonla beslenmesi akut otitis media icin risk faktörlerindendir. Korunma yollari Bebekleri beslenme sirasinda oturur pozisyonda tutmak. Tekrarlanan kulak enfeksiyonu olan cocuk ve bireyler icin respiratuar enfeksiyon sirasinda nazal spreyler, koruyucu antibiyotikler önerilir. ( Nazal spreyler kisa bir süre icin verilir. Uzun dönem kullanimi nazal spreye bagimlilik yapar veya tikanikligi daha kötü hale getirebilir) Semptomlari Kulakta agri ve basinc,doluluk hissi, drenaj, isitme kaybi, ates, titreme, sinirlilik, kusma, mide bulantisi, ishal akut kulak iltihabi semptomlaridir. Yapilan testler sonucu kulak zari arkasinda kizariklik, kabarciklar veya sivi görülür. Sivi kulak zarini disa iter ve bir süre sonra da onu patlatir. Tedavisi Nazal spreyler, kulak damlalari (eger kulak zari saglamsa etkili olmazlar cünkü enfeksiyon bölgesine erisemezler), oral dekonjestanalar, oral antihistamikler (iltihap eger burun tikanmalarina veya burun alerjilerine bagliysa) kullanilir. Kulak damlasi agriyi keser, Aspirin viral üst respiratuar enfeksiyon sirasinda cocuga verilmemelidir cünkü bu durum Reye sendromuyla baglantilidir. Antibiyotikler viral enfeksiyondan daha cok bakteriyel enfeksiyonda kullanilir. Ayrica kulaga sicak sise veya yastik uygulamak agriyi azaltir. Kulagi temiz ve kuru tutmak yeniden enfeksiyon olusmasini engeller. Myringotomi (zarin cerrahi müdahale ile acilmasi) basinci azltmada ve drenajin disari cikmasi icin uygulanabilir. Sonuc Otitis media tedavi edilebilir ancak tekrar olusabilir. Yasami tehdit edici degildir fakat cok agri vericidir. Gecmeyen ates ve kulak agrisi , siddetli basagrisi,kulak cevresinde sislik, yüz kaslarinda segirme, bas dönmesi ve kulak agrisi birden kesilirse (kulak zari patlamasinin isaretidir) hemen hekime basvurmalisiniz. |
koroner arter hastaligi
Koroner ater hastaligi kalp hastaliklarinin bir cesitidir. Koroner arterlerin tikanmasiyla ortaya cikar. Kalbin sagligi bu arterlerden yeterince O2 ve besin alinmasina baglidir. Koroner arter hastaginda, koroner arterlerin duvarlarinda yag plagi olusur. Damar capi bu plak yüzünden daraldigindan, kalp daha az O2 ve besin alir. Hatta bu damarlar plak ya da pihtidan dolayi tikanabilir. Damarlardaki daralma, tikanma ise kalp krizi (miyokard infarktüs) ve ani ölüm riskini artirir. Nasil meydana gelir? Koroner arter hastaligi riskinin artiran bircok faktör vardir. Bunlar: katilimsal yatkinlik, sigara tüketimi, yüksek kan basinci, diabet, sismanlik, kolesterol ve durgun yasam. Semptomlari Koroner arter hastaliginin hicbir semptomu olmayabilir. En yaygin rastlanan semptomlarindan olan gögüs agrisina 'anjina' denir. Sternumun altinda cok siddetli basinc hissedilir. Bu basinc batinda meydana gelebilir genellikle bu durum mide bozukluguyla karistirilir. Ayrica boyunda, omuzda, kollarda ve hatta cenede bile basinc hissedilebilir. Gögüs agrisi basladiginda, nefes darligi, soguk terleme, mide bulantisi meydana gelir. Anjina agir yemek yedikten, agir is yapmaktan sonra ayrica stresten de meydana gelebilir. Fakat anjina istirahat aninda da meydana gelebilir. Agri soguk havalarda daha kolay ve fazla yasanir. Teshisi Kanda bulunan lipid seviyesini anlamak icin laboratuar testleri ve elektrokardiogram (EKG) uygulanir. EKG kalbin elektriksel aktivitesini saptar. Kalp atislarini elektrodlarla bir alete iletir. Bu alet kalbin aktivite grafigini cikarir. Bu kayitlar incelendiginde anormallikler ortaya cikar. Bazi durumlarda kalp kateterizasyonu uygulanir, böylelikle koroner arterlerdeki kan akisi gözlenir. Kan akisi uzmana uygulanacak en uygun tedavinin belirlenmesine yardimci olur. Tedavisi Tedavi bircok faktöre baglidir örnegin yas, kalp kaslarinin fonksiyonu ve diger saglik problemleri tedavide önemlidir. Diet degisikligi ve eksersiz programi tedavide ilk basamagi olusturur. Gögüs agrisini azaltmak icin ilac verilebilir. Eger bunlar etki etmezse veya koroner arterler ciddi derecede tikaniksa, bu tikanikligi acmak gerekir. Balon anjioplasti tikanmis arteri acmada veya genisletmede kullanilan bir metotdur. Bunun icin ince bir kateter kullanilir. Bu islem bazi riskleri de beraberinde getirir ancak koroner arter- bypass ameliyatindan daha az risklidir. Eger cok ciddi ve bircok damar tikanikligi varsa koroner arter -bypass ameliyati tercih edilir. Gögüsde, batinda veya koldaki arterler veya bacaktaki venler kullanilir. Tikanik arterlerin tedavisinde yeni teknikler, özellikler kateter kullanimi, arastirma asamasindadirlar. Etkiler ne kadar sürer? Bircok insan balon anjioblastiye veya bypass ameliyatina iyi yanit verirler ve aktif yasam sürerler bazen ameliyattan önceki yasamlarindan daha aktif olabilirler. Ancak teshis sirasinda ilerlemis hastaligi olanlar veya daha saglikli yasam tarzina alisamayanlarda bu biraz daha zordur. Sonuc Diete dikkat edilmesi, düzenli eksersiz,
check-up ve ilac kullanimi, sigara icmemek, kolesterolü normal
seviyede tutmak hastanin uygulamasi gereken önlemlerdir. Eger ailenizde
koroner arter hastaligi olan varsa, saglikli yasam sürmek hastaligin
baslamasini geciktirir belkide tamamen ortadan kaldirir. |
Bakteriyel Enfeksiyon
Bazi bakteriler zararsizdirlar, bunlar agimizda, derimizde, barsaklarimizda bulunabilirler. Hatta bakterilerin bircogu sagligimiz acisindan önem tasir söyle ki barsakta bulunan bakteriler sindirime yardimci olur ve diger bakterilerde bulunduklari ortama zararli bakterilerin yerlesmesine ve cogalmasina engel olurlar. Esas zararli olanlar, meydana getirdikleri zararli kimyasallarin zehir ya da asit gibi etki gösterenleridir. Örnegin botulizme bakterinin olusturdugu zehir neden olur. Irine bakterinin ürettigi enzim sebep olur. Bazi durumlarda bakteriler sisteme öyle zararli olurlar ki vücut savunmasi sadece bakteriye karsi degil ayni zamanda üzerinde konakladigi dokulari da tahrip eder. Bakteriler boyca büyümezler ancak bölünerek cogalirlar. Her bakteri türüne bagli olarak birkac saatte, gunde ya da dakikada bölünebilir. Ideal sartlar altinda geometriksel olarak artabilirler-- kisa zaman icinde bir tek organizmadan milyonlarca üretebilirler-- Genetik bilgiyi aktarmak icin 2 tip konjugal birlesmede bulunurlar. Bazen 2 bakteri genetik bilgilerini birbirine birleserek aktarir, bazen ise bakteriler messenger olarak davranir, bir organizmadan digerine genetik bilgileri tranduksiyon yoluyla aktarirlar. Iste bu olayla antibiyotik direnci transfer edilir. Bakteriyel enfeksiyon nasil anlasilir. Bakteriyel enfeksiyon kanli ishal örneginde oldugu gibi kisiyi hissedilir derecede hasta eder. Bazi durumlarda kendini hissettirmez fakat ileride sorunlara yol acar. Cinsel yolla bulasan hastaliklar buna örnektir, hastaligin nedenini anlamadan sizi kisir birakabilir. Bircok bakteri laboratuar sartlarinda üretilebilmekte ve farkli antibiyotiklere karsi reaksiyonlari ölcülebilmektedir. Bu nedenle enfeksiyonlu bölgeden örnek alinmaktadir. Enfeksiyonlarin cogunda immun sisteminin meydana getirdigi iltihaplanma görülmektedir. Bölgeye fazla kanin hücum etmesiyle kirmizilik, sinir irritasyonundan dolayi aci, lokalize sicaklik ve ates meydana gelir. Antibiyotiklerin islevi Bakteriler hayalarini sürdürmek icin bircok kimyasal faaliyet meydana getirir. Yapisal ögelerini devam ettirmeli, sindirim yapmali, besinleri özümlemeli, kendilerini bölerek replike etmeli ve cevredeki zararli maddelere karsi kendilerini korumalilar. Antibiyotikler iste bakterilerin bu islevlerini engellerler. Bazi antibiyotikler bakterilerin yasamsal faaliyetlerini keserler, digerleri ise immun sistem onlari öldürene kadar bölünmelerini yavaslatirlar ya da durdururlar. Antibiyotiklerin her biri bakterinin degisik bir islevini hedef alir. Diger taraftan bakteriler antibiyotikleri inaktive edici kimyasallar üreterek etkisiz hale getirebilirler. Bu yetenekleri bazi bakteriler digerlerine genetik bilgilerini tranduksiyon yoluyla transfer edebilirler. |
Böbrek Taslari
Böbrek taslari (nefrolithiasis, renal kalsuli) tuz ve minerallerin dogal bulunduklari ürinden denge disina ciktiklari zaman olusur. Denge bozuldugunda taslarla sonuclanabilecek kristaller olusur. Böbrek taslari kum tanecikleri kadar kücük olabilir veya golf topu kadar büyük olabilir. Agrisiz olabilirler veya böbreklerden mesaneye hareket ettiklerinden ve idrar yolunu bloke ettiklerinden siddetli agrili olabilir. Böbrek tasi olusmus bireylerin yarisindan fazlasi eger bunu önleyici önlemler almazsa daha fazla tas olusumu muhtemeldir. Böbrek tasinin 4 cesiti vardir. Fakat en yaygin tipinde ( %80-90 ) kalsiyum parcalari vardir (daha cok kalsiyum oksalat) ve kasiyum tasi denir. Eger bireyin bu ilk böbrek tasiysa birkac tast yapilir ancak eger böbrek taslari devam ederse taslarin nedenini ögrenmek icin kapsamli testler yapilir. Tas gecerken uygulanan tedavi ilac kullanimi ve agri kontrolüyle limitlidir. Cok su icimiyle, eger taslara neden oan oksalatsa yüksek oksalat iceren yiyeceklerden sakinarak ( ispanak, sekerpancari, findik, cikolata, cay, cilek, kola ve meyva sulari) Kalsiyum iceren yiyeceklerden uzak durmak böbrek tasi olusumunu etkilemez aksine kemiklerin gücsüzlesmesine neden olur. Nedenleri Normalde ürinde su, tuz, mineral ve diger maddeler kimyasal denge halindedir. Hastalik ve diger faktörler ( yeterince sivi icmemek ) bu dengeyi bozar. Kimyasal denge bozuldugunda, tuz ve mineral konsantrasyonu cok yüksek ve diger maddelerde cok az miktarda olur. Eger nirey yeterince su icmiyorsa, idrarinda tuz, mineral ve diger maddeleri tasiyacak yeterli sivi bulunmaz. Bu degisimler kristallerin olusmasini saglar, bunlar büyüyerek veya birbirine yapisarak daha büyük hale gelirler. Iste bunlar böbrek taslarinin olusmasina neden olur. Idrarda mineral dengesini bozabilecek ve böbrek taslarinin olusumuna neden olabilecek bircok neden vardir. Fakat böbrek tasi olusumunun en yaygin sebebi yeteri kadar su icmemek degildir. (dehidrasyon) Barsak iltihabi, intestinal bölgeden ameliyat geciren yagi yeteri kadar absorbe edemez. Bu durum vücudun kalsiyum ve okzalati kullaniminda problem yaratir. Belli yiyecekleri yemek bircok insanda böbrek tasi olusumuna neden olmaz fakat bazi insanlarda okzalat icerigi yüksek yiyecekleri yemek sorun cikartabilir. Semptomlari Böbrek taslari böbregin icindeyken ya da böbrekten mesaneye hareket ederken hicbir semptom yaratmayabilir. Fakat yarattiklari semptomlar: Birden baslayan agri ve kesik kesik agridan daha cok sabit bir agridir. Kum tanesi boyundaki taslar az agriyla gecebilir. Daha büyük taslar bögürde,kasikda veya genital organlarda siddetli agriya neden olur. Hastalar böbrek tasinin yarattigi agriya 'yasadigim en kötü agri' diye bahsederler. Kusma ve mide bulantisi. Idrarda kan görülmesi tasin hem böbregin icinde oldugu hem de böbreklerden mesaneye gecis oldugu zaman görülür. Idrarda agri hem agrili hem de agrisiz olabilir. Idrar sirasinda agri ve fazla idrara cikma tasin mesaneye girmeye yakin oldugunda, mesaneyi terk etmeye yakin oldugu veya mesane ve üretra arasindaki tüpde oldugu zaman olur. Bu ayni zamanda üriner yol enfeksiyonunun da sinyali olabilir. Hastada bazen istah kaybi, ishal veya konstipasyon, terleme meydana gelir. Ancak bireyin idrar yolu enfeksiyonu yoksa ates meydana gelmez. Tedavi Böbrek taslarinin tedavisinde 2 basamak vardir. Böbrek tasinin agri ve semptomlarini tedavi etmek ve efer gerekliyse tasi almak. Tasin tekrar olusumunu engellemek. Cogun insanin tedavisinde agri ilaclari ve cok su icmek yer alir. Bazi vakalarda özellikle bu hastanin ilk böbrek tasiysa tedaviye kapsamli testler yapmadan baslanacaktir. Ilk kez böbrek tasi olusan hastalarin yaklasik %80'i hastaneye asaidaki nedenlerden kabul edilir: Dehidrasyondan, özellikle bireyin ishal, kusma veya mide bulantisi varsa. Eger kontrol edilemeyen siddetli agri varsa ve IV agri kesici ilaclara ihtiyac duyulursa. Idrar yolu enfeksiyonu varsa. Eger bireyin böbrek tasi veya olusma riski varsa, bu olusumun önüne gecmek önemlidir. Cok sivi almak etkili tedavi yoludur. Hidrasyon yeni böbrek tasi olusumunu engeller. Tas olusumunu engellemede diger etkili adimlar: Diette degisiklik. Ilaclarda degisiklik. Tas olusumunda etkili diger saglik problemlerini tedavi etmek. Eger tas bulundugu yer ve büyüklügünden disari atilamiyorsa, bunlar icin ek tedavi gereklidir. Cerrahi müdahaleye tüm vakalarin sadece %2'sinde basvurulur. Kullanilan ilaclar Böbrek tasi agrisinda eger recetesiz kullanilan iaclar ise yaramazsa receteli ilaclar kullanilir. Bu tasin gecmesine yardimci olmasi icin kullanilan tek ilac tedavisidir. Tasin gecmesinde su icmek tedavinin en önemli parcasidir. Eger gelecekte daha fazla tas olusma riski varsa cok su icmek ve diette bir takim degisiklikler bu riski engelleyemez. Bu durumun önüne gecilmesi icin ilac istem edilmesi gerekir. Kullanilacak ilac böbrek tasinin tipine göre degisir. Ilac secenekleri Eger hastanin kalsiyum tasi varsa asagidaki ilaclar daha fazla böbrek tasi olusumunu engeller. Unutmayalim ki böbrek taslarinin %80'i kalsiyum tasidir. Thiazides, potasyum sitrat, ortofosfat. Eger bireyin ürik asit tasi varsa asagidaki ilaclar kullanilir. Bu taslar tüm vakalarin %10'unu olusturur. Potasyum sitrat, sodyum bikarbonat, allopurinol Eger sistin tasi olusmussa , %2'lik dilimi olusturur, penisilamin,tiopronin kullanilir. Sonuc Bazi vakalarda, urik asit tasi veya sistin tasi yukarida belirtilmis olan ilaclarin kullanimiyla yokedilir. Eger daha fazla tasin olusumunu engellemek icin kullaniliyorsa hayatinin geri kalan bölümünda hastalar bu ilaci sürekli almalilar. Bazi taslar ise (struvit taslar) böbrek enfeksiyonlarindan kaynaklanir. Taslara neden olan enfeksiyonun tedavisinde antibiyotikler kullanilir. This article is used with permission |
Erken bosalma nasil engellenir?
Erken bosalma her ne kadar bir cinsel problem veya yetersizlik gibi görülse de bir problem olmayip bir cinsel uyumsuzluktur. Cinsel iliskide en önemli sey uyumdur. Bu yüzdende gerçek anlamda ortada bir erken bosalma sorunu olmayip erkegin kadinin orgazmindan önce veya ona ruhen yetecek kadar beraber olamadan bosalmasi bir cinsel uyumsuzluk ortaya çikaracaktir. O halde erken bosalma diye adlandirilan sikinti bir cinsel yetersizlik degil, sadece çözülmesi gereken bir sorundur,ve çözümü de basittir. Bir partneriniz sizinle kurdugu iliskide siz bosalmadan orgazma ulasabilir,digeri ise daha geç orgazm oluyordur ve siz ondan önce bosalabilirsiniz. Bu durumda kime veya neye göre erken bosaliyorsunuz . Böyle olunca bu tamamen karsi tarafla uyum sorunu olup bir yetersizlik degildir,ama var olan uyumsuzlugu da ortadan kaldirmak gerekir. Tabi ki bu konuda yapilan çalismalar ve istatistikler vardir ve ortalamalar alinarak çikarilan sonuçlar genel degerler olarak kabul edilebilinir. Buna göre; -Penis vajina ya girmeden önce bosalma olursa ileri derecede erken bosalma -penis vajina da iken 1 dakika veya daha alti zamanda bosalma orta derece erken bosalma -penis vajinada iken 1 ila bes dakika arasi bosalma erken bosalma olarak kabul edilebilinir. Bu kosullar altinda normal iliski süresini penis vajinada iken 5 dakika ve üstü olarak kabul ediyoruz ,ideali 5 ila 15 dakika arasidir ama bu dedigimiz gibi çiftlere bagli,siz erken bosalabilirsiniz veya partneriniz geç bosalabilir bu bir uyum sorunudur. |